Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1063
Yaşam
Mutluluğa Götüren 7 Adım
Tüketim çağının getirdiği “sahip olma” algısı doyumsuzluğa ve dolayısıyla mutsuzluğa neden oluyor. Mutluluğun peşinde koşup tüketerek onu elde edebileceğimizi düşündükçe daha da fazla mutsuzlaşıyoruz. İşte bu girdaptan kurtulup gerçek mutluluğu yakalamak yolunda atılabilecek 7 adım…
Ertelemeyin
Hayattan keyif almayanların en belirgin özelliği, isteklerini elde etmek için harekete geçmemeleri. Sizi mutluluğa götürecek her şey için önce adım atmalısınız. Mutluluk kendiliğinden size gelmez. Mutsuzluk stres seviyenizi artırıyorsa stresinizi azaltacak hedefler belirleyin. En basiti spora başlayın. Hayır haftaya değil, hemen! Arayıp hatırını sormanız gereken arkadaşlarınızı şimdi arayın. Uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığınız, ertelediğiniz her şey için hareket geçin. Göreceksiniz ki harekete geçmek, hiç hareket etmemekten çok daha mutluluk verici…
Mükemmeliyetçi olmayın
Sosyal medyaya bakarsanız herkes mükemmel bir hayat yaşıyor öyle değil mi? Bebeğine “mükemmel” anne-baba olan o kişiler yaptıklarını herkesle paylaşıyor ki onlar da bu müthiş deneyimlerden faydalansın… Kilo verme serüvenini hesabında paylaşan ve anında “sağlıklı yaşam uzmanı” oluveren bir kişi, kilo vermek isteyenlere “kesinlikle” yapmamaları gerekenleri sıralıyor ki aynı onun gibi kilo verebilsinler… Bu örneklere her gün şahit oluyoruz. Herkes mükemmel anne, baba, eş, evlat… Her şeyi kitabına uygun yaşamaya çalışıp herkes gibi “mükemmel” olmaya çabalamak ise maalesef bizi yetersiz hissettiriyor. Mükemmelliğe ulaşmak için takıntılarla savaşmak zorunda kalıyoruz. Sosyal medya bir yanılsamadan ibaret ve kimse mükemmel değil. Tüketim çağının dayattığı mükemmel olma algısını kırıp sadece elinizden geleni yapmaya özen göstererek hayatınızı daha yaşanabilir kılabilirsiniz.
Sadeleşin
“Az eşya, çok huzur” cümlesinin sıradan bir cümle olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Zamanınızı ve yerinizi işgal eden her şey zamanla sizi ele geçirir. Tükettikçe tüketir, sadece satın alarak mutlu olduğunuza inanır ve en sonunda da artık sahip olduğunuz hiçbir şeyin sizi mutlu etmediğini fark edersiniz. Tüketimin tükenmişliğe giden sarsıcı yolunda bir dakika durun düşünün; evinizde ve hayatınızda gerçekten ihtiyacınız olmayan eşyalara bir göz atın. Sadece ihtiyaç duyduğunuz eşyalarla daha sade ve daha mutlu bir yaşam kurabilirsiniz. Hiç oturmadığınız koltuk, varlığını bile unuttuğunuz o giysi… Hadi, tüm fazlalıklardan kurtulmanın bir yolunu bulun ve sadeliğe kapı aralayın.
Aile bağlarınızı kuvvetlendirin
Pandeminin belki de bizi mecbur bıraktığı en önemli alışkanlık, kendimize ve yaşam alanımıza daha dönük bir yaşama adapte olmak oldu. Evlerimizden çıkmadan aylar geçirdik. Özellikle aile büyüklerini korumak için onları ziyaret etmekten kaçındık, telefonla özlemimizi dindirdik. Bu süreç bize yeni alışkanlıklar kazandırsa da kalabalık aile ortamlarını da çok özletti. Bayramlarda bir araya gelmek, özel günleri maaile kutlamak, açık havada etkinlik düzenlemek için artık harekete geçebilirsiniz. Aylardır görmeyi beklediğiniz o mutlu aile tablosunu tekrar çizmek için ne duruyorsunuz? Güçlü ve bağlı aile ilişkilerinin, sevgi dolu anların ve bol kahkahanın size mutluluk vermesine izin verin.
Sevin
Yaşamın temel kaynaklarından biridir sevmek. Yaptığımız her işte, kurduğumuz her ilişkide sevme duygusuna ihtiyaç duyduğumuzu hatırlamakta fayda var. Sevdiğiniz işi yapın, sevdiğiniz insanlarla vakit geçirin, sevdiğiniz kitapları okuyun; sosyal medyanın popülerleştirdiği nesneleri değil. Sırf popüler diye o kitabı okumanız gerekmiyor, gerçekten severek okuyacağınız bir kitaba başlayın. Son dönemlerin en “trend” tercihlerini yapmak zorunda değilsiniz, kendinizi ifade edebileceğiniz işlerle meşgul olun. Vakit, sizi mutsuz eden insanlardan uzaklaşıp sevdiklerinize daha fazla dönme vakti. Sonuç olarak severek, tutkuyla yapacağınız her iş, kuracağınız her ilişki sizi mutlu edecektir; sizi gerçekten mutlu eden işleri yapın.
Geçmişinizle kucaklaşın
En büyük mutsuzluk sebebi geçmişte yaşamaya devam etmek. Talihsiz olaylar yaşanmış kayıplar verilmiş veya hayal kırıklıkları olmuş olabilir ama hepsi geçmişte kaldı. Tarihi sürekli geriye çekmek olanlar üzerine düşünmek geçmişi değiştiremez. En yakın arkadaşınız hak etmediğiniz sözler söyledi, büyük hayaller kurarak başladığınız işiniz istediğiniz gibi gitmedi ya da umutlarınızı kıracak başka gelişmeler yaşadınız. Hepsini toparlayıp dolaba kaldırmanın vakti geldi. Artık yaşanılanlara saygı duyup mevcut âna odaklanmanın sırası. Olması gereken oldu, değiştiremeyeceğiniz konular için zihninizi yormaya gerek yok. Mutlu olmak istiyorsanız olanları kabullenmeli ve geçmişinizle barışmalısınız. Yönünüzü geleceğe çevirin. Göreceksiniz ki mutluluk geçmişte değil, gelecek olanın hayalinde…
Mutlu edin
Boşuna dememişler “Mutluluk bulaşıcıdır” diye... İnsanları beklenmedik anlarda mutlu edin. Özel günlerde alınan pahalı hediyelerin sahte mutluluğunun değil, anlık gelişen mutlulukların peşine düşün. Yerleri süpüren bir temizlik görevlisine, “Kolay gelsin” deyin örneğin, ya da sokakta oynayan çocuklara bir top armağan ederek onların yüzündeki gülümsemeyi görün. Aylardır kimsenin kapısını çalmadığı yaşlı komşunuza bir çay içmeye gittiğinizde yüzündeki mutluluk ifadesini aklınıza kazıyın. Para vererek değil, emek vererek insanları mutlu etmeyi hatırlayın. Dünya değişiyor evet ancak halen bir insanı mutlu etmenin verdiği mutluluğun yerini başka hiçbir şey alamıyor.