Haberler
tutun-raporu-2025-kapak.jpg

Yeşilay'dan Tütün Bağımlılığına Karşı Acil Eylem Çağrısı

Türkiye Yeşilay Cemiyeti, 2 Aralık 2025’te Sepetçiler Kasrı’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında, tütün bağımlılığına ilişkin verileri ve tütün bağımlılığıyla mücadelede yol haritasını içeren ‘Yeşilay Türkiye Tütün Raporu 2025’i kamuoyuyla paylaştı.

105 yıldır bağımlılıklarla mücadele eden Türkiye Yeşilay Cemiyeti, “Bağımlılıkların Ekonomiye Maliyeti Raporu” ve “Türkiye Kumar Raporu”nun ardından tütün bağımlılığına odaklanan yeni çalışması "Yeşilay Türkiye Tütün Raporu 2025"i düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Yeşilay Genel Başkan Yardımcıları, Yönetim Kurulu Üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

Yeşilay Bilim Kurulu ve Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) iş birliğiyle hazırlanan rapor, tütün kullanımının Türkiye’deki yaygınlığını, genç nüfus üzerindeki etkilerini, kullanım eğilimlerini ve profesyonel destek süreçlerini kapsamlı verilerle ortaya koydu.

Rapor, tütün bağımlılığının demografik yapısını, yaş ve cinsiyet dağılımını, sigaraya başlama yaşını ve erken başlama eğilimlerini ele aldı. Ayrıca tütün kullanım sıklığı ve tüketim alışkanlıklar değerlendirilirken, elektronik sigara kullanımındaki artış incelendi. Tütün bırakma girişimine dair verileri, bırakma motivasyonlarını ve karşılaşılan engelleri analiz eden rapor, bağımlılıkla mücadelede sunulan profesyonel destek hizmetlerini ve YEDAM Modeli kapsamındaki psikososyal müdahaleleri de kapsamlı bir biçimde aktardı.

YEDAM’DA BİR YIL TAKİP EDİLEN ALTI DANIŞANDAN BEŞİ SİGARAYI BIRAKIYOR

YEDAM verileri, sigaraya başlama yaşının 16’ya düştüğünü, sigara kullanan bireylerde ortalama kullanım süresinin 23 yıl, günlük tüketim miktarının ise 22 adet olduğunu gösterdi. Danışanların %77’si daha önce bırakmayı denemiş olsa da bu girişimlerin %77,5’inin bir yıldan daha kısa sürdüğü belirlendi. Bulgular, kullanım süresi ve tüketim miktarı arttıkça bırakmanın zorlaştığını, buna karşılık psikososyal destek ve ilaç tedavisinin birlikte uygulanmasının bırakma başarısını belirgin şekilde yükselttiğini ortaya koydu. YEDAM ile yapılan ilk takip görüşmesinde danışanların %64,5’inin tütün kullanmamayı sürdürdüğü, 12 aylık takip sonunda ise bu oranın %84,8’e (Altıda beş) yükseldiği görüldü. Bu artış, telefonla yapılan takip görüşmelerinin iyileşmeyi önemli ölçüde desteklediğini gösterdi.

DOÇ. DR. MEHMET DİNÇ: “TÜTÜN BAĞIMLILIĞI DİĞER BAĞIMLILIKLARDAN DAHA MASUM DEĞİL”

Yeşilay’ın 105 yıldır bağımlılıklarla mücadelede kesintisiz bir çaba yürüttüğünü belirten Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, bağımlılığın hem birey hem toplum açısından yaşanabilecek en ağır sorunlardan biri olduğunu vurguladı. Hiçbir bağımlılık türünün masum, zararsız veya kabul edilebilir görülemeyeceğini ifade eden Dinç, "Bir bağımlılığı masum görmek, diğer bağımlılıklara geçişi kolaylaştırıyor. Bu nedenle bağımlılıklara karşı toplumsal direncin korunması ve herkesin bu konuda sorumluluk üstlenmesi büyük önem taşıyor" dedi.

Tütün bağımlılığının diğer bağımlılık türlerinden daha az zararlı ya da daha masum olmadığını belirten Dinç, dünya genelindeki verilerin bu gerçeği net biçimde ortaya koyduğunu kaydetti. Dünya çapında her yıl 8 milyon kişinin, Türkiye’de ise 100 binin üzerinde insanın tütün nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Tütün bağımlılığını diğer bağımlılıklardan daha az zararlı, daha az masum görmemiz mümkün değil. Dünyada 2 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor, bunun yüzde 85’i sigaradan kaynaklanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre tütün bağımlılığı dünyada en normalleştirilmiş ölüm nedeni. Bu tablo ne kabul edilebilir ne de görmezden gelinebilir" diye konuştu.

“ELEKTRONİK SİGARA GELENEKSEL SİGARADAN DAHA BÜYÜK RİSK OLUŞTURUYOR”

Yeni nesil nikotin ürünlerinin de gençler için artan bir tehdit haline geldiğine dikkat çeken Dinç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“E-sigaranın daha az zararlı olduğu yönündeki algılar gerçeği yansıtmıyor. Bu ürünler hem tasarımları hem de agresif pazarlama stratejileri nedeniyle özellikle çocuklar ve gençler için geleneksel sigaradan bile daha büyük bir risk oluşturuyor. Aromalar, renkli ambalajlar ve dijital platformlardaki hedefli reklamlar, gençleri nikotinle tanıştıran yeni bir kapı hâline gelmiş durumda. Diğer yandan elektronik sigaralar, sigarayı bırakma aracı gibi pazarlanmasının aksine diğer tütün ürünlerine geçişi kolaylaştırıyor. Bu nedenle, tütün ve nikotin ürünlerinin toplumda normalleştirilmiş bir davranış gibi görülmesine karşı güçlü bir toplumsal tutum geliştirmek zorundayız. Erken yaş gruplarına yönelik önleme programlarını yaygınlaştırmak, ebeveynleri ve eğitimcileri bilinçlendirmek, politika yapıcılarla birlikte savunuculuk çalışmalarını güçlendirmek hayati önem taşıyor.”

Dünyada tütün bağımlılığına karşı uygulanan etkili önlemlere dikkat çeken Dinç, Türkiye’de de benzer koruyucu adımların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bu kapsamda; okullar, dershaneler ve öğrenci yurtları çevresinde en az 100 metre mesafe şartının zorunlu hale getirilmesi, tütün ürünlerinin vitrin ve raflarda teşhirinin ile dışarıdan görünürlüğünün tamamen yasaklanması, dumansız hava sahasının kapsamının genişletilmesi, dijital mecralarda tütün tanıtımlarının sıkı bir şekilde denetlenmesi ve elektronik sigara satış yasağının kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

PROF. DR. TAYYİB KADAK: “YEDAM’A BAŞVURANLARIN YALNIZCA YÜZDE 7’Sİ SİGARAYI SORUN OLARAK GÖRÜYOR”

Yeşilay Danışmanlık Merkezleri'nin (YEDAM) ücretsiz ve gizlilik esasına dayalı psikoterapi ve sosyal hizmet desteği sunduğunu belirten Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak ise bağımlı kişilerin psikolojik destek almaktan çekindiğini bu nedenle güvenli bir ortam sağlanmasının tedaviye katılımı artırdığını ifade etti.

Kadak, YEDAM’ın kapsamlı bir değerlendirme süreci ve kişiye özgü tedavi modeli uyguladığını vurgulayarak, “Bağımlılık bir irade sorunu değil, bir beyin hastalığıdır. Bu çerçevede süreklilik ve profesyonel destek, tedavi sürecinin en önemli unsurlarıdır.” dedi. Toplumun tütün bağımlılığına karşı duyarsızlaştığına dikkat çekerek "Tütün bağımlılığı çoğu zaman bağımlılık olarak görülmüyor. YEDAM'a başvuranların yalnızca %7'si sigara kullanımını gerçek bir problem olarak görüyor. Bu da bize tütünün toplumda ne kadar normalleştirildiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Kadak, ayrıca elektronik sigaradaki tasarım ve pazarlama stratejilerinin 18 yaş altındaki gençlerde kullanım oranlarını artırdığını, e-sigaraların da geleneksel sigaralar ile aynı bağımlılık mekanizmasına sahip olduğunun altını çizdi.

Raporu incelemek için tıklayınız.