Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
Çocuğunuza hayatı hazır bir reçete olarak sunmayın
Yeşilay Dergisi’ne konuşan Psikolog - Eğitmen - Yazar Prof. Dr. Acar Baltaş, ailelerin çocuklarına hayatı hazır bir reçete olarak sunmamaları gerektiğini belirterek, “Çocuğunuzun hayat yolunu siz çizemezsiniz. Ona ancak kendi yolunu çizebileceği bir harita verebilirsiniz” dedi.
Yeşilay Dergisi’nin Eylül sayısına röportaj veren Psikolog - Eğitmen - Yazar Prof. Dr. Acar Baltaş, çocuk, aile ve çevre ilişkisini değerlendirdi. İstediğimiz gibi bir çocuk yetiştirmenin söylediklerimizden çok, kurduğumuz ilişki biçimine bağlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Acar Baltaş, “Kimse kimseye yaşamayı öğretemez. Çocuğunuza hayatı hazır bir reçete olarak sunamazsınız. Çocuğunuzun hayat yolunu çizemezsiniz, ona ancak kendi yolunu çizebileceği bir harita verebilirsiniz” dedi. “Çocuklara hayatı öğretmek, onlara doğruları söylemek ve anlatmakla olmaz” diyen Prof. Dr. Acar Baltaş, “‘Neden?’, ‘Nasıl?’, “Bana... anlatsana”, diye başlayacağınız cümleler çocuğunuzun doğruları kendi bulmasına imkan verecektir. Çocuğunuzun “dünyada en iyi olmak” gibi belirsiz bir hedef için mücadele edeceğine, “dünya için en iyi olmasını” sağlayın. “Dünya için en iyisi olmak demek”, yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluk hissetmek demektir. Bu anlayışa sahip olanlar, dünyayı dedelerinden ve babalarından ödünç aldıklarının, çocuklarına ve torunlarına bu emaneti devretmeleri gerektiğinin bilincindedirler” şeklinde konuştu.
Çocuklar sorumluluk almalı
Ailelerin çocukları için birinci önceliğinin, onların sorumluluk düzeyini geliştirme ve olgunlaştırmalarını sağlamak olduğunu ifade eden Baltaş, “Çocuğunuzu olgunlaştıracak olan, sorumluluk almasıdır. Bunun için de hata yapmasını göze almak ve bunu kabullenmek gerekir. Çocuğunuzun, davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşmesine imkân verin. Ancak bu konuda yaşadığı zorluklarda onun yanında olun. Potansiyel, baskı altında ortaya çıkar. Konfor alanından başarı çıkmaz” dedi
Başarısızlık hayatın en doğal parçası
Çocukları zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak adına bilinçli olunmasının önemine değinen, aşırı korumacı davranmanın da olumsuz sonuçlara neden olacağını da sözlerine ekleyen Baltaş, “Özgüven, ‘Başkaları beni nasıl görüyor?’ sorusunun cevabını verir. Başarıya bağlıdır ve dış değerlendirmeye açıktır. Başkaları tarafından yapılan değerlendirme sonucunda belirlenir. Toplumun kabul ettiği başarı ölçütleri ise, para kazanmak, mevki sahibi olmak ve tanınan bir insan olmaktır. Bir de buna güzel veya yakışıklı olmayı eklemek gerekir. Fakat bunun fazla önemi yoktur, çünkü ‘başarı’ algısı, dış görünüşten bağımsız olarak erkekleri ‘yakışıklı’, kadınları da “güzel” yapar. Ancak herkesin bildiği bir gerçek vardır ki, başarısızlık hayatın en doğal parçasıdır. Her insan, her çocuk, her takım, her ülke başarısız olur” diye konuştu.
Çocuğunuzun güçlü yönlerine odaklanın
Çocuklarda özsaygının da özgüven kadar önemli olduğuna dikkat çeken Baltaş, “Bunun için de çocuğunuzun güçlü yönlerine odaklanın. Onun her konuda mükemmel olmasını beklemeyin. Zayıf taraflarının ancak önlerindeki büyük engeli aşacak kadar güçlendirilmesi yeter. Çocuğunuzun doğru yaptıklarını yakalayın ve o konularda ona olumlu geri bildirim verin. Her yaptığını övmeyin. Küçüklükten başlayarak oynadığı her oyunu o kazanmasın. Başarısızlığın doğal olduğunu öğrenmenin ilk adımı budur. Mümkün olduğu kadar az müdahale edin” dedi.
Çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gereken noktalar:
- Bir gün içinde çocuğunuzu eleştirdiğiniz ve ona müdahale ettiğiniz durumları sayın. On müdahalenizin en az sekizinin gereksiz olduğunu göreceksiniz.
- Çocuğunuzun, davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşmesine imkân verin. Ancak bu konuda yaşadığı zorluklarda onun yanında olun. Potansiyel, baskı altında ortaya çıkar. Konfor alanından başarı çıkmaz.
- Çocuğunuzun doğru yaptıklarını yakalayın ve o konularda ona olumlu geri bildirim verin. Her yaptığını övmeyin. Küçüklükten başlayarak oynadığı her oyunu o kazanmasın. Başarısızlığın doğal olduğunu öğrenmenin ilk adımı budur.
- İnsanlara iyilik yapmak, kendisinden daha az şanslı olanlara karşı kendini borçlu hissetmek empati ve şefkat duygusu geliştirir. Hafta sonları ‘Bu hafta kime iyilik yaptın/yardım ettin?’ sohbeti yapın.
- 13 yaşından itibaren mutlaka yazın bir buçuk - iki ay çalışmalı. İnsan ilişkilerinde sınırın nereden geçtiğini görmek için, para kazanmak için değil. Sorumluluk alsınlar, zor hayat yaşayan insanlara yakın olsunlar. Çocuklar ailelerin refahlarına ortak, hayatlarına değil. Problem burada.