Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz.
Detaylı Bilgi
1060
Bağımlılık

Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor

Burçin ŞENEL

Yaşamını bağımlı bir ebeveynin gölgesinde geçirmek zorunda kalan çocuklar ne yazık ki birçok psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Dikkat dağınıklığından sorumlulukları yerine getirmedeki motivasyon kaybına, bağımlı olmaktan öz güven eksikliğine kadar çok geniş bir yelpazeye yayılan sorunlar geleceğin bireylerinin hayatlarını karartabiliyor. Klinik Psikolog Şeyma Ebru Varıcıer, bağımlı ebeveyne sahip çocuklardaki davranış bozukluklarını, bu konuda bağımlı ebeveynin eşine düşen görevleri, Bağımsız Kuşak Programı’nı ve çocukları gelecekte neler beklediğini detaylarıyla aktardı, değerli bilgiler verdi.

Ebeveynlerden birinin bağımlı olması çocukta ne tür davranış bozuklukları ortaya çıkarır? En sık görülen davranış bozuklukları nelerdir?
Genellikle ebeveynlerin alkol veya madde kullanımı ve çocuklarının davranış sorunları arasındaki nedenselliğe dikkat çekilir. İnsan, ilişkilerinde bağ kurmayı, yetiştiği ortamda kendisine bakım veren kişilerden öğrenir. Bağımlılığın olduğu evlerde yetişen çocuklar ise gergin ilişkilerin daha sık yaşandığı bu ortamda, ebeveynleriyle sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlandıkları için diğer bireylerle de bağ kurmakta yetersiz kalabiliyorlar. Aile içinde çok fazla hayal kırıklığı yaşadıklarını için gelecek ilişkileri de “güvensizlik” üzerine temellenebiliyor. Bu durum, aile içi dinamiklerin sık değişmesiyle ve bağımlı ebeveynin davranışlarının öngörülemez olmasıyla da bağlantılı olabilir. Örneğin, alkol etkisinde değilken çocuğuna sevecen bir tavırla yaklaşan ebeveyn, eve alkolün etkisiyle döndüğünde öfkesini kontrol edemediği için şiddete varabilen davranışlarda bulunabilir. Bu durum, özellikle küçük bir çocuk için oldukça kafa karıştırıcıdır. Bu değişken durumlardan evdeki hayatın düzeni de etkilenir. Yemek saatleri, uykuya geçme düzeni günden güne farklılık gösterebilir. Oysa düzenli bir aile ortamı, çocuğun zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan sağlıklı gelişim kaydetmesinin en önemli koşullarındandır.

Bağımlı ebeveyne sahip çocukların en yoğun yaşadıkları duygulardan birinin suçluluk duygusu olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklar ebeveynlerinin alkol madde kullanımından ya da kullanım sonucu yaşanan olaylardan kendilerini sorumlu tutabilirler. Utanç duygusu da sıkça deneyimledikleri duygulardandır. Çocuk ailedeki üyelerin tepkilerinden “evin içinde saklanan bir sır” olduğu mesajını alırsa, ailesiyle ilgili paylaşımlarda bulunmaktan kaçınabilir. Evdeki olumsuz ve kontrol edilmesi güç atmosferden dolayı arkadaşlarını davet etmekten çekinebilir. Gerekli durumlarda da yardım istemekte zorlanabilir. Alkol madde kullanımına devam ettiği ve bu nedenle evdekileri üzdüğü için ebeveynine öfke duyabilir. Bu kullanıma tepki veremediği için evdeki diğer üyelere de kızabilir. Aslında bu öfkenin altında çoğu zaman ebeveynini kaybetme korkusu vardır. Bu sorunlar evde devam ettiği için çocuk umutsuzluk, korku ve endişe gibi pek çok duyguyu bir arada yaşar. Bu çocuklar zaman zaman kendilerini beklenmedik tartışmaların içinde bulurlar ve çok fazla şeyi duymaya maruz kalırlar. Ebeveyninin bağımlılık nedeniyle hastalanmasından ya da anne babası arasındaki tartışmaların şiddete dönüşme ihtimalinden dolayı sürekli kaygı içindedirler. Bu sorunları sadece kendilerinin yaşadıklarını düşünüp çaresiz hissedebilirler. Kendi davranışlarına ya da sorunlarının biteceğine dair onay alma beklentisi içinde olabilirler.

Duygular benzer olsa da çocuklar arasında davranışsal olarak birtakım farklılıklar gözlemlenebilir. Bu durum çocuğun içerisinde bulunduğu gelişimsel döneme göre de değişim gösterir. Örneğin, ilkokul çağındaki çocuklarda gözlemlediğimiz depresif belirtilerle, ergenlik çağındaki depresif belirtiler aynı olmayabilir. Küçük çocukların sözlü iletişim becerileri henüz yeterince gelişmemiş olduğundan, duygularını çizdikleri resimlerle ve oyunlarla açığa vururlar. Bunun yanı sıra küçük çocuklarda çabuk öfkelenme, uyku ve iştah sorunları, mide bulantısı gibi bedensel yakınmalar, aşırı hareketlilik ya da huzursuz davranışların sık gözlendiğini söyleyebiliriz. Söz konusu ergenler olduğunda ise, ailelerin en sık paylaştıkları sorunlar; okul başarısında düşüş, evde geçirilen saatlerin giderek azalması ya da uzun saatler odadan çıkmama, aile içinde daha az duygusal paylaşımda bulunma, içe kapanma, kaygı ve panik nöbetleridir. Okul çağındaki çocuklarda dikkat dağınıklığı, sorumlulukları yerine getirmede motivasyon kaybı, okul kurallarına uymada ve katılım sağlamada aksaklıklar, öz güven sorunları görülebilir.  Güncel çalışmaların bir kısmında bu çocukların özellikle hiperaktivite, öğrenme sorunu ve kaygı yaşadıklarına dair bulguların öne çıktığını görmekteyiz.

Bazı çocuklar bağımlılığı olan ebeveyn nedeniyle aile içinde ikinci planda kaldıklarından, hem var olduklarını hatırlatmak hem de evde yaşananları protesto etmek için ciddi davranış sorunları da gösterebilirler. Karşıt olma-karşı gelme bozukluğu, risk almaya, suç işlemeye ya da şiddete yönelik eğilimler, yalan söyleme, hırsızlık, evden veya okuldan kaçma ve alkol madde kullanımı bu ciddi davranışsal sorunlara örnek olarak gösterilebilir.

Bu durumda bağımlı kişinin eşine düşen görevler nelerdir? Çocuklarını bu durum hakkında nasıl bilgilendirmelidir?
Her ailenin zaman zaman stresli dönemleri olabilir. Bağımlılığın olduğu ailelerde ise diğer ailelerde dönemsel olarak yaşanan bu krizler daha sık gözlenebilir. Zamanla bu zorlayıcı olayların boyutu değişmeye, aile fertlerinin yaşam kaliteleri olumsuz etkilenmeye başlar. Bu durum ailedeki tüm ilginin, alkol madde kullanan kişide toplanmasıyla devam eder ve zamanla evdeki diğer bireylerin ihmal edildiği süreçler başlar. Özellikle 0-16 yaş aralığındaki bireyler bu durumdan daha olumsuz etkilenirler. Bu noktada, bağımlılığı olmayan ebeveynin ya da bakım verenin çocuklara yaklaşımının önem kazandığını söyleyebiliriz.

Fertleri arasındaki iletişimin zayıf olduğu, açıkça tanımlanmış, tutarlı, tahmin edilebilir rollerin olmadığı ailelerde az önce bahsettiğimiz sorunlarla daha sık karşılaştığımızı söyleyebilirim. Çocuklar onları eve bağlayan bir unsur olmadığında ya da aidiyet hissedemediklerinde, aileden giderek uzaklaşabiliyor ve ilk aidiyet hissettikleri ortama uyum sağlayabiliyorlar. Eğer bu hissi, riskli bir arkadaş grubunda deneyimliyorlarsa, oradaki ilişkileri yeri geldiğinde kendi ailelerinin üstünde tutabiliyorlar. Bazı ailelerde ise çocuğun evden ayrılmadığını fakat aile ortamından kendini izole ettiğini, fiziksel olarak ulaşılabilir olsa da duygusal olarak ulaşılır olmadığını gözlemliyoruz. Bu nedenle, bağımlılığı olmayan ebeveynler çocuk açısından öncelikle “ulaşılabilir” olmalılar. Çocuğun psikolojik ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmalılar. Çocuktan anlayış beklememeliler; onu “çocuk” olarak görebilmeliler. Göz kontağı kurarak gününün nasıl geçtiği hakkında kısaca sohbet ederek, sıkıntı yaşadığı durumlara kulak vererek ona önemli olduğunu ve anlaşıldığını hissettirmeliler. Hepsinden önemlisi, “Belki bütün sorunları çözemeyiz ama ben seni dinlemek için buradayım.” mesajını verebilmeliler. Bir çocuğun dış dünyada karşılaştığı durumları ve iç dünyasındaki zorlukları bir ebeveyniyle rahatlıkla paylaşabileceğini bilmesi oldukça önemli ve koruyucu bir faktördür.

Bağımlılığın olduğu evlerde bazen sesler yükselebilir. Gergin olayların öngörüldüğü durumlarda henüz tartışma yaşanmadan önce alınabilecek tedbirler planlanmalıdır. Örneğin, çocuk ile bağımlılığı olmayan ebeveyn arasında gizli bir şifre belirlenebilir ve ebeveyn bu kodu söylediğinde çocuk ortamdan uzaklaşabilir. Kriz durumu bittikten sonra olay hakkında detaya girilmeden çocukla konuşulabilir. Çocuklar gibi yetişkinlerin de zaman zaman birbirleriyle tartışabildikleri, fakat bunun yetişkinlerin çözmesi gereken bir sorun olduğu çocuğa anlatılabilir.

Bazı zamanlarda ev içinde sesi yükselen, öfke patlaması yaşayan kişi çocuğun kendisidir. Bu tür durumlarda öncelikle ebeveynler sakinliklerini korumalıdırlar. Çocuğun da sakinleşmesini bekledikten sonra ne hissettiğini, nasıl yardımcı olabileceklerini konuşabilirler. Yorum yapılmadan, yargılanmadan, dikkatle dinlenmek çocuğu da sakinleştirecektir.

Bağımlılığı olmayan ebeveynler çoğu zaman aile ortamında yeterli desteği alamadıkları için kendilerini yalnız hissedebilirler ve tahammülleri azalabilir. Bu tür durumlarda diğer ebeveyne olan öfkelerini çocuktan çıkartmak yerine çocuğun da zorlandığını ve onun suçu olmadığını kabul etmelidirler. Sık eleştiride bulunarak çocuğun her davranışını düzeltmek yerine evde kurallara uyduğunda, verilen bir sorumluluğu yerine getirdiğinde memnuniyetlerini çocuğa ifade edebilirler. Bu durum çocukta olumlu davranışları daha çok yerine getirme isteğini artırır. Benzer şekilde, çocuğun toplumsal kuralları deneyimlediği okul ortamında ve katılabileceği kurs gibi aktivitelerle yaşıtlarıyla sosyalleşmesi ve öz güven kazanması sağlanabilir.

Bağımlılığı olmayan ebeveynler, çocukların yanında diğer ebeveynin alkol madde kullanmasına olanak vermemeliler. Aile içinde yapılabilecek bir toplantıda ev içi kurallar belirlenerek çocuğu alkol madde kullanım ortamından uzak tutmalılar. Kurallar konusunda gelişim kaydedilemediğinde bir profesyonelden destek isteyebilirler. Hiçbirinin sağlanamadığı durumlarda, bağımlılığı olan ebeveyn alkol madde etkisindeyken çocuklara şiddet uyguluyorsa, konuyla ilgili yasal süreçlere başvurabileceklerini de unutmamalılar. Bu noktada, şiddetin tek türünün fiziksel olmadığını, duygusal, cinsel, ekonomik şiddetin de söz konusu olabildiğini hatırlatmak isterim.

Çocuklar genellikle evdeki gergin ortamı hissederler ve bir şeylerin yolunda gitmediğini bilirler ancak kendilerine açıklama yapılmadığında zihinlerindeki boşluğu kendileri tamamlarlar. Bu durum da gerçeklikten uzak düşüncelere sahip olmalarına hatta sorunu kendilerinde aramalarına yol açabilir. Bu nedenle, bağımlılık durumu çocuktan gizlenmemeli ve belirli bir yaşa geldiklerinde onlara gelişimsel dönemlerine uygun bir şekilde anlatılmalıdır. Bağımlılığı gizlemek aile üyeleri açısından da yıpratıcıdır ve sürdürülebilirliği zordur. Ebeveyninin yaşadığı durumdan çocuğun sorumlu olmadığı anlatılmalıdır.

Çocuğa, bağımlılığı olan yakınının kötü biri olmadığı, bağımlılığın bir hastalık olduğu söylenebilir. Aile üyeleri, çocuğun kendilerini duymadığını ya da dinlemediğini düşünerek yaşanan olayları kendi aralarında detaylı konuştuklarında, çocuk yaşının üstünde bilgiye maruz kalabilir. Oysa çocuğa detay bilgi verilmesi sadece endişelerini artırır. Bunların yanı sıra evdeki tek gündemin bağımlılık olmasından da kaçınılmalıdır.

Kardeşleri olumsuz etkilenmesin diye bağımlı ebeveynin görevlerini üstlenen çocuklarda ne tür psikolojik sorunlar görülür? Duygularını ifade etme güçlüğü gibi durumlar ortaya çıkar mı?
Pek çok ailede olduğu gibi bağımlılığın olduğu ailelerde de belli roller vardır. Bu rollere göre, kişilerin stresle başa çıkma yolları da değişim gösterir. Bazı çocuklar evdeki gergin ortamı neşelendirmeye çalışır; ve aslında bunu korku duygusundan kaçınmak amacıyla yaparlar. Bazıları ihtiyaç duyduğu “görülme” duygusunu kurallara uyarak, derslerini başararak temin ederler. Bu da onlar için evdeki gündemi iyileştirmenin ve sorunları bir süre unutmanın yollarından biridir.

Bağımlı olan ebeveynin “manevi yokluğunda”, kardeşlerinin bakımını üstelenen, yeri geldiğinde kendi ebeveynine de kol kanat geren, bakım veren rolüne bürünen çocuklarla da karşılaşabiliyoruz. Bu durum bir yetişkin için bile zorken, bir çocuk için oldukça ağır bir yüktür. Bu çocuklar erken olgunlaşırlar, kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atmayı kabullenmişlerdir. Yıllarca kendi çocukluğundan, gençliğinden fedakârlık göstererek kardeşlerinin yardım çağrısına koşan bu kişiler, söz konusu kendileri olduğunda yardım istemekte zorlanabilirler. Zorluklarla, duygularını bastırarak başa çıkmayı deneyimledikçe, kendi duygularına yabancı ve kendini ifade etmekte zorlanan bireyler haline gelebilirler.

Her yaşta bağımlı çocuğuna aynı mı yaklaşılmalıdır? Ergen çocukla ilkokula giden bir çocuğun tutumu aynı mıdır?
Elbette hayır. Her çocuk içinde bulunduğu gelişim basamağına göre değerlendirilmeli ve çocuğa bu durum gözetilerek yaklaşılmalıdır. Bağımlı ebeveyne sahip ilkokul çağındaki çocuklar, durumu anlamlandıramadıkları için kafa karışıklığı, endişe, korku ve merak içinde olabilirler. Yaşları küçük olduğu için diğer aile üyeleri tarafından genellikle konuya dair bilgilendirilmezler. İlerleyen süreçlerde ailesel krizlerde giderek içe kapanmaya, tepki vermemeye başladıkları görülebilir. Uykuya dalmada güçlük yaşama, yalnız uyuyamama, bağımlı olmayan ebeveynin yanından ayrılmama gibi durumlar gözlenebilir. Bu noktada, öncelikle çocuğa güven duygusu hissettirilerek yanında olunduğu, her zaman onu dinlemeye açık olunduğu mesajı verilmelidir.

Sanılanın aksine, bağımlılık hakkında konuşulduğunda çocuğun aklında kullanma fikri ya da durduk yere bağımlı olma fikri yerleşmez. Burada önemli olan hangi bilginin nasıl verileceğidir. Sigara, alkol, maddeler hakkında konuşulurken de verilen bilgiler çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Okul öncesi dönemdeki çocuklara maddeler hakkında bilgi vermeye gerek yoktur.

Beş dokuz yaş aralığındaki çocuklar, sözel iletişimin daha çok gelişmesiyle bağlantılı olarak kendilerini daha çok ifade edebilirler; olaylar hakkında dikkatleri daha açıktır. Ebeveynlerini mutsuz gördüklerinde, duygusal anlamda yaşadıkları zorlanmalar, okula adaptasyon süreçlerine de yansıyabilir. Çocuk bu geçiş aşamasında desteklenirse, okul hayatında yeni arkadaşlar edinerek sosyalleşmesi gelişim süreçlerine olumlu yansır.

10-12 yaş aralığındaki çocuklar, garip ve farklı şeylerin nasıl olduğunu öğrenmek isterler. Bu çağdaki çocuklar arkadaşlarının düşüncelerini daha çok önemsemeye, tek başlarına karar almak yerine içinde bulundukları grubun yönlendirmelerine göre hareket etmeye başlayabilirler. Bu nedenle çocuğun arkadaşlarıyla ve anne babalarıyla da arkadaşlık kurulmalı, bu kişiler tanınmaya çalışılmalıdır. Bu dönemde sigara ve alkolün yanı sıra maddelerin etkileri hakkında da bilgi verilebilir. Çocuktan gazetelerde, bültenlerde bağımlılıkla ilgili rastladığı haberleri işaretlemesi istenip birlikte tartışılabilir. Genel bir yaşam becerisi olarak “gerektiğinde hayır diyebilmenin yolları” konuşulabilir.

Ergenlik çağındaki bireyler, kendilerinden memnun ve emin değillerdir. Yetişkinlerle çatışma halinde olabilirler. Bazen yaşıtlarının baskısıyla da mücadele etmek zorunda kalırlar. Aslında duygusal desteğe oldukça ihtiyaç duydukları bir dönemdelerdir. Bu dönemdeki gençlerle sık sık kısa sohbetler gerçekleştirilebilir. Konuşma esnasında, evdeki bağımlılığı olan kişiye dair duygularını paylaşması da desteklenebilir. Gencin sorunlarını açabileceği düşünülmüyorsa, hassas konularda konuşulabileceğine dair güven verilerek konuşmaya davet edilebilir.

Bağımlı ebeveyne sahip çocukları korumak amacıyla devlet tarafından izlenen politika nedir? Dünyadaki örnekler nelerdir?
Bağımlılığın olduğu ailelerde ebeveynlerin çocuğa bakım sağlamada zorlandığı, hatta zaman zaman ihmal ve istismarın söz konusu olduğu durumlar olabilir. Ülkemizde bu tür durumlarda 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca; “Çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi halinde, çocuğun resmi veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine” yönelik bakım tedbiri uygulandığı olur. Adli-idari merciler, sağlık ve eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları korunma ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle yükümlüdür. Bunun yanı sıra çocukla birlikte bakımından sorumlu kişiler de çocuğun korunmasına yönelik başvuruda bulunabilirler.

Tedbir kararı verilmeden önce bu konuda sosyal inceleme başlatılır. Gerekli tedbire dair kararlar, çocuk hâkimi tarafından alınır. Bakım tedbirinin yanı sıra ihtiyaç tespit edildiğinde danışmanlık, eğitim, sağlık, barınma tedbiri gibi koruyucu ve destekleyici tedbirler de uygulanabilir. İlerleyen süreçte çocuğa uygulanan tedbirin sonuçları incelenerek kaldırılabilir ya da tedbir süresi uzatılabilir. Zaruri durumlarda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun vesayet hükümleri gereğince (432. madde), bağımlılığı olan ebeveynin de bağımlılık tedavisine katılımı sağlanabilir.

Bu konuda dünya genelindeki uygulamalara bakıldığında, genel olarak benzer tedbirler olduğunu görüyoruz. Amerika’daki 50 eyaletin ve Columbia bölgesinin tümünde, çocukları ebeveynlerinin veya başkalarının ihmalinden koruyan yasalar var. İhmali yasaklayan medeni kanunlar var. Bunlar ihlal edilirse, mahkeme, ebeveynlerin belirli türden yardımları (madde bağımlılığı tedavisi, ebeveynlik dersleri veya öfke kontrolü eğitimi gibi) kabul etmesi, çocuklarının evden uzaklaştırılması veya ebeveynlik haklarının sona erdirilmesi gibi şartlar öne sürebiliyor.

Devletlerin çocuk istismarı ve ihmalini tanımlama biçimlerindeki farklılıklar, özellikle ebeveynlerin alkol madde kullanım sorunlarına yönelik yasal değerlendirmeleri de etkileyebiliyor. Bazı ülkelerde, ebeveynlerin alkol madde kötüye kullanımı kendi başına bir çocuk istismarı ya da ihmali olarak kabul ediliyor. Diğer ülkelerde ise tedbir uygulanması için madde kötüye kullanımından daha fazlasının kanıtlanması bekleniyor. Bazı ülkelerde mahkemenin, bir çocuğun ihmal edildiğine karar vermesi için tedavi görmeyen ebeveynin eylemlerinin kontrolünü kaybettiğini görmesi gerekiyor. Bunlar tespit edilmediği müddetçe ebeveyn gönüllü ve düzenli olarak tedaviye katılıyorsa, ihmal kararı verilmediği de oluyor.

Bakım tedbirinin olumlu yönü, korunma ve destek ihtiyacı olan çocuğun bir an önce sağlıklı yaşam ortamına kavuşturulmasıdır. Olumsuz yönlerine bakıldığında ise, bağımlılığı olan ebeveynin çocuğundan uzak kaldığı için kendisini suçlaması ön plana çıkmaktadır. Öte yandan, bazı araştırmalarda ebeveynlerin önemli bir kısmının bu kararlar sonrası tedaviye devam ettiklerine ve ortaya çıkan olumsuz duyguların üstesinden gelebildiklerine yönelik bilgilere de yer veriliyor.

“Bağımsız Kuşak Programı” nedir? Programın amacı hakkında bilgi verebilir misiniz? Bağımlı ebeveyni olan çocuklar için ne tür önlemler alınmalı, alınıyor?
Merkezlerimize başvuran çoğu danışan yakınından çocuklarının ailece yaşadıkları bu süreçten etkileneceklerine yönelik kaygılarını dinliyoruz. Aile üyeleri, yakınlarının süreçlerine dair çocuklarına nasıl bilgilendirme yapacaklarına ve sağlıklı bir ortamı nasıl sağlayacaklarına yönelik destek ihtiyacı hissediyorlar. Bu ihtiyaca karşılık, ikincil önleme kapsamında çocuklara ve gençlere yönelik uygulanan bir destek programı geliştirildi. Bağımsız Kuşak Programı (BAK), aynı evde yaşayan ve bağımlılığı olmayan ebeveyni ya da bakım vereni merkezimize davet ederek, ailedeki 0-16 yaş aralığında ve risk altında bulunan çocukların korunmasını sağlamaya yönelik gerçekleştirilen bir hizmet türüdür.

BAK programı ile aileye kazandırılacak bilinç ve farkındalık yoluyla ailedeki çocukların alkol madde kullanımından uzak tutulmasını ve ruhsal anlamda sağlıklı kişiler olarak yetişmelerini hedefliyoruz. Bu programı tek bir oturumda gerçekleştiriyoruz. Programın içeriğini ise bağımlılığın olduğu ailelerdeki çocuklara yaklaşım, olası risklere yönelik alınabilecek önlemler oluşturuyor. Görüşmeler neticesinde evdeki çocukla ilgili psikiyatrik bir sorun tespit edilirse gerekli önlemlerin alınması için yönlendirmelerde bulunuyoruz.

Bazı durumlarda alkol madde kullanım sorunu olan kişinin tedaviye başvurması zaman alabiliyor. Bu nedenle, eğer bağımlılığın olduğu evlerde yetişen çocuklardan ya da gençlerden haberdarsak, bağımlılık sorunu olan kişinin tedaviye gelmesini beklemeden bu ailedeki bakım veren kişilerin bilgilendirilmesine yönelik adımlar atmalıyız. YEDAM olarak bağımlılığa müdahalenin yanı sıra aileyi ve danışan yakınlarını bilgilendirmenin oldukça önemli olduğuna sıkça tanık oluyoruz. Gerçekleştirdiğimiz aile görüşmeleri ve danışanlarımızın yakınlarıyla yaptığımız BAK uygulamaları, bu konuya verdiğimiz önemin kanıtlarından biri. Bununla birlikte, Yeşilayımızın geliştirdiği ve Türkiye Bağımlılıkla Mücadele (TBM) Eğitim Programı adını verdiğimiz bir programımız mevcut. Bunu toplumumuzun tamamını bağımlılık hakkında bilgilendirmeyi ve farkındalıklarını artırmayı hedeflediğimiz bir birincil önleme programı olarak tanımlayabiliriz. Her yaşın gelişim özelliklerine uygun içerikler barındırıyor. Sadece bağımlılığın olduğu evlerdeki çocuklara değil, toplumun her kesiminden çocuğa ve gence yönelik oluşturulan bir farkındalık girişimi olduğunu söyleyebiliriz.

Eğitmen hangi durumda ebeveynle iletişime geçmelidir?
Okullardaki rehber öğretmenler, bağımlılığı önleme ve müdahale çalışmalarında oldukça kritik bir öneme sahipler. Çocuğu gerek yalnızken gerekse grup etkinliklerinde ve arkadaş ortamlarında gözlemlediklerinde çocuktaki değişiklikleri gözden kaçırmamış olurlar. Çocukta her zamankinden farklı davranış sorunları (öfke patlamaları, uyum sorunları vb.), duygusal olarak içe çekilme, endişeli veya üzüntülü hal, gece uyuyamamaktan kaynaklı olarak sınıf içinde uyuma, dikkat dağınıklığı, görev ve sorumlulukları ihmal etme ya da okul ortamındaki kuralları takip etmede zorlanma gibi durumlar mevcutsa önce çocukla görüşmeyi deneyebilirler. Sorunları çocuğun olaylara bakış açısı üzerinden anlamaya çalışabilirler.

Duyguları fark edilmeyen, sorunları dinlenilmeyen ailelerdeki çocuklar, birilerinin onları fark edeceğine, kendilerini anlayabileceğine dair inançlarını yitirebilirler. Bazen bu önyargı, dikkatli bir öğretmenin öğrencisine doğru attığı tek bir adımla bertaraf edilebilir. Meraklı gözlerle, sorunlarına kulak veren bir öğretmenle konuşmak, çocuğun anlaşılma duygusunu yaşamasına olanak verir ve çözüme dair içinde bir umut belirir. Bu sayede iletişime ve iş birliğine yeniden açık olur. Ardından eğitmen, ailedeki bağımlı olmayan ebeveynle iletişime geçerek gözlemlerini onunla da paylaşabilir. Öncesinde, bu konuda çocuğu da bilgilendirmesi faydalı olabilir.

Bağımlı bir ailede büyüyen çocukları nasıl bir gelecek bekliyor? Çocuğun yetişkinlik döneminde karşılaşacağı sorunlar nelerdir? Onun da bağımlı olma riski var mıdır? Evlenme, çocuk sahibi olma gibi sorumluluk gerektiren konulardan kaçınma durumlarıyla karşı karşıya kalmaları olası mıdır?
Bağımlılıkta işlevi olan etkenlerden biri de kalıtsal, genetik faktörlerdir. Bağımlılık öyküsüne sahip ailelerdeki çocuklarda alkol madde kullanım riskinin dört beş kat daha yüksek olduğu biliniyor. Benzer şekilde, ebeveynleri sigara içen çocukların tütüne bağımlı olma riskleri iki kat artar. Bunda genetik faktörlerin yanı sıra, çocukların çeşitli davranışları görerek, model alarak öğrenmelerinin de etkisi vardır. Alkol madde kullanımına yönelmelerindeki bir diğer etken ise evdeki huzursuz ortamdan kaynaklı olarak ruhsal sorunlar yaşamaları olabilir.

Bu çocuklar yetişkin olduklarında da çocukluk dönemindeki başa çıkma yöntemlerini sürdürebilirler. Bu durum gelecek için bir problemdir. Babası alkol bağımlısı olan bir çocuk için duygularını inkâr etmek o günün şartlarında yaşamsal olabilirken; yetişkin hayatında bunu yaptığında yakın ilişki kurmada zorlanmasına neden olabilir.

Bu bireyler daha fazla sorumluluk alabilirler ya da sorun çıkarıp uyumsuz davranan bir kişiye de bürünebilirler. Aşırı sorumluluk alan çocuk, yetişkinlik döneminde mükemmeliyetçiliği arayabilir. Ailede günah keçisi olan çocuk, büyüdüğünde de yasal ve ekonomik problemlerini sürdürebilir. Zor durumları espri yaparak, kahkaha atarak bertaraf etmeye çalışan çocuk, büyüdüğünde ortamı neşelendiren fakat yetişkin hayatının, evliliğin ve çocuklarının sorumluluğundan kaçınan biri haline gelebilir. Ani krizlerin yaşandığı ailelerde, değişimlerle ortamdan kendini izole ederek başa çıkan çocuk ise büyüdüğünde olaylara tepkisiz, içe kapanık birine dönüşebilir.

Sonuçta çoğunun yaşamı, bozulan sözlerle, yerine getirilmeyen vaatlerle dolu olduğu için ilişkileri ve dış dünyayı daha tehdit edici olarak algılayabilirler. “Kötü bir şey olacak” kaygısı ile yaşadıkları ilişkileri de sürekli kontrol altında tutmaya çalışabilirler; yakınlaşmada, bağ kurmada güçlük yaşayabilirler. Bu nedenle ilişkiler konusunda daha çekingen, duyguları paylaşmak konusunda da daha korumacı davranabilirler. Bağımlılık alanında yapılmış araştırmaların bir kısmında, bağımlı yakınlarının yetişkinliklerinde duygu körlüğü, duyguları tanımlama ve açıklama konusunda yetersizlik olarak ifade edilen “aleksitimi”yi sık deneyimlediklerine yönelik bulgular vardır.

Bazı araştırmalar bu kişilerin yetişkinlikte de bağımlılık problemi olan biriyle evlenme ihtimallerinin yüksekliğine dikkat çekiyor. Özellikle alkol kullanım bozukluğu olan bireylerin yetişkin çocuklarının neredeyse yarısının, yine alkol kullanım sorunu olan kişilerle evlenme riskine yer veren çalışmalar var. Bununla birlikte çocukluğunda ve gençliğinde alkolden, maddeden nefret eden bu bireylerin ilerleyen yaşlarda yaşadıkları depresyon gibi sorunlarla, geçmişte eleştirdikleri ebeveynlerinin alışkanlıklarını kendilerinin de tekrarladıkları gözlenmektedir. Bunun nedeni, bu bireylerin, ebeveynlerinin zorluklarla başa çıkma yollarını kendi hayatlarında da model almaları olabilir.

Bu kişilerin uzun dönemde yaşadıkları diğer sorunlara benlik saygısında azalma, yalnızlık-soyutlanma, “normal”in ne olduğuna dair kafa karışıklıkları, kendilerine karşı fazla eleştirel olma, duygularını düzenlemede güçlük yaşama, onaylanma ihtiyaçlarının sıklığı, dürtüsel davranma ve bir projeyi baştan sona takip etmede zorlanmayı da ekleyebiliriz. Depresyon, kaygı bozukluğu, kişilik bozuklukları veya somatizasyon bozukluğu da yetişkinliklerinde gözlenebilen sorunlardandır.

Yetişkinlikteki olası sorunlara değindikten sonra biraz da bu bireylerin güçlü yanlarına vurgu yapmak isterim. Bu kişiler güçlü sezgilere sahiplerdir; geçmişte yaşadıkları kaotik aile ortamında var olabilmek için bu beceriyi geliştirmişlerdir. Bazılarının empati duyguları çok yüksektir; başkalarının mücadelelerini anlarlar ve önemserler. Sadıktırlar; güvenle bağlandıkları bir ilişkiye vefa duygularıyla yaklaştıklarında kalıcı dostluklar inşa edebilirler. Dayanıklı bireylerdir; kendi içlerindeki acımasız, eleştirel sesi kıstıklarında aslında pek çok alanda başarı kaydedebilirler.

Bağımlı ebeveynlerin çocukları, çocukluktaki davranış biçimlerini yetişkinlikte sürdürmek zorunda değiller, değişebilirler. Davranışlarını seçme şansları, çocukluktaki ruhsal yaraları “iyileştirme” olanakları vardır. Yaşamayı, hissetmeyi yeniden öğrenebilirler. Bağımlılığı olan kişiye odaklanmak yerine artık enerjilerini uzun zamandır ihmal ettikleri “kendileri” için kullanabilirler. Kim olduklarını yeniden tanımlayabilirler. Değişim yolcuğunda gerektiğinde destek arayabilirler. Bu destek, yeri geldiğinde bir uzman olabildiği gibi, bazen de bir büyükanne, bir öğretmen olabilir. İyileşmek için değişmeyi, değişmek için de bazen risk almayı göze almak gerekir. Bu değişimleri hayata geçirmiş bireylerin otonomilerini yeniden kazandıklarına, sorunlarla daha sağlıklı başa çıktıklarına mutlulukla tanık oluyoruz.

KLİNİK PSİKOLOG ŞEYMA EBRU VARICIER KİMDİR?
Şeyma Ebru Varıcıer, 2016 yılında burslu olarak okuduğu Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden, 2019 yılında İbn Haldun Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’ndan yüksek onur dereceleriyle mezun oldu. Eğitim hayatı süresince AMATEM birimlerindeki çalışmalara gönüllü destek sağladı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı birimlerde staj yaptı. Bir süre eğitim psikolojisi alanında çalıştıktan sonra, üniversite belediye iş birliğinde halka hizmet veren bir psikoterapi merkezinde görev aldı. Tez, ölçek geliştirme ve bağımlılık alanında araştırma çalışmalarında bulundu. Varıcıer, Yeşilay Danışmanlık Merkezinde (YEDAM) Uzman Klinik Psikolog olarak çalışmaya devam etmektedir.

Sağlıklı Yaşam

Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi

1061Haziran2022
Bağımlılık

Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu

1061Haziran2022
Bağımlılık

YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış

1061Haziran2022
Bağımlılık

Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü

1060Mayıs2022
Bağımlılık

Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?

1060Mayıs2022
Bağımlılık

Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor

1060Mayıs2022
Bağımlılık

“Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek

1060Mayıs2022
Teknoloji Bağımlılığı

Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı

1060Mayıs2022
Bağımlılık

Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır

1060Mayıs2022
Tütün Bağımlılığı

Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor

1059Nisan2022
Tütün Bağımlılığı

Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı

1059Nisan2022
Tütün Bağımlılığı

Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?

1059Nisan2022
Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı

1059Nisan2022
Tütün Bağımlılığı

Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”

1057Şubat2022
Tütün Bağımlılığı

Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?

1057Şubat2022
Tütün Bağımlılığı

Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur

1057Şubat2022
Tütün Bağımlılığı

Şimdi tam zamanı!

1057Şubat2022
Tütün Bağımlılığı

“Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!

1057Şubat2022
Teknoloji Bağımlılığı

Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık

1056Ocak2022
Teknoloji Bağımlılığı

Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda

1056Ocak2022
Teknoloji Bağımlılığı

Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor

1056Ocak2022
Teknoloji Bağımlılığı

Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı

1056Ocak2022
Kumar Bağımlılığı

Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun

1055Aralık2021
Kumar Bağımlılığı

Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı

1055Aralık2021
Kumar Bağımlılığı

Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı

1055Aralık2021
Kumar Bağımlılığı

“Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”

1053Ekim2021
Yaşam

İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar

1053Ekim2021
Yaşam

Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor

1053Ekim2021
Madde Bağımlılığı

Çocuğum Madde Kullanıyor mu?

1053Ekim2021
Yaşam

Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar

1053Ekim2021
Yaşam

Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor

1053Ekim2021
Sağlıklı Yaşam

Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk

1052Eylül2021
Sağlıklı Yaşam

Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından

1052Eylül2021
Sağlıklı Yaşam

Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur

1051Ağustos2021
Sağlıklı Yaşam

Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü

1051Ağustos2021
Sağlıklı Yaşam

Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur

1051Ağustos2021
Sağlıklı Yaşam

“Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”

1051Ağustos2021
Sağlıklı Yaşam

Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?

1051Ağustos2021
Yaşam

“Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”

1051Ağustos2021
Teknoloji Bağımlılığı

YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler

1050Temmuz2021
Teknoloji Bağımlılığı

Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu

1050Temmuz2021
Teknoloji Bağımlılığı

“Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”

1050Temmuz2021
Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil

1050Temmuz2021
Teknoloji Bağımlılığı

“Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”

1050Temmuz2021
Teknoloji Bağımlılığı

Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!

1050Temmuz2021
Teknoloji Bağımlılığı

Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor

1050Temmuz2021
Sağlıklı Yaşam

Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

“Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

“Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

Evde Hareketsiz Kalmayın!

1049Haziran2021
Sağlıklı Yaşam

Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?

1049Haziran2021
Yaşam

Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz

1049Haziran2021
Yaşam

“Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”

1049Haziran2021
Bağımlılık

“Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”

1048Mayıs2021
Bağımlılık

Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor

1048Mayıs2021
Bağımlılık

“Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”

1048Mayıs2021
Bağımlılık

"Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"

1048Mayıs2021
Bağımlılık

Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?

1048Mayıs2021
Bağımlılık

Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!

1048Mayıs2021
Bağımlılık

Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor

1048Mayıs2021
Teknoloji Bağımlılığı

“Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”

1047Nisan2021
Bağımlılık

Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur

1047Nisan2021
Bağımlılık

“Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”

1047Nisan2021
Bağımlılık

Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı

1047Nisan2021
Bağımlılık

Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor

1047Nisan2021
Yaşam

Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular

1047Nisan2021
Teknoloji Bağımlılığı

Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar

1046Mart2021
Teknoloji Bağımlılığı

Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele

1046Mart2021
Teknoloji Bağımlılığı

Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur

1046Mart2021
Teknoloji Bağımlılığı

“Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”

1046Mart2021
Teknoloji Bağımlılığı

“Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”

1046Mart2021
Yaşam

“Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”

1046Mart2021
Tütün Bağımlılığı

“Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”

1045Şubat2021
Tütün Bağımlılığı

"Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"

1045Şubat2021
Tütün Bağımlılığı

“Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”

1045Mart2021
Tütün Bağımlılığı

“Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”

1045Şubat2021
Tütün Bağımlılığı

Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü

1045Şubat2021
Tütün Bağımlılığı

"Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"

1045Şubat2021
Tütün Bağımlılığı

Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği

1045Şubat2021
Madde Bağımlılığı

Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor

1044Ocak2021
Madde Bağımlılığı

"Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"

1044Ocak2021
Madde Bağımlılığı

“Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”

1044Ocak2021
Madde Bağımlılığı

Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı

1044Ocak2021
Madde Bağımlılığı

Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda

1044Ocak2021
Madde Bağımlılığı

"Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"

1044Ocak2021
Sağlıklı Yaşam

“Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”

1043Aralık2020
Sağlıklı Yaşam

Doğru Rol Model Olmak Önemli

1043Aralık2020
Sağlıklı Yaşam

“Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”

1043Aralık2020
Sağlıklı Yaşam

Mutluluk Ailede Başlar

1043Mutluluk Ailede Başlar2020
Sağlıklı Yaşam

“Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”

1043Aralık2020
Sağlıklı Yaşam

Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor

1042Kasım2020
Sağlıklı Yaşam

“Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”

1042Kasım2020
Sağlıklı Yaşam

Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza

1042Kasım2020
Sağlıklı Yaşam

Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği

1042Kasım2020
Sağlıklı Yaşam

“Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”

1042Kasım2020
Sağlıklı Yaşam

Ekolojik Yaşam Arayışları

1042Kasım2020

“Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”

Ekim
Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?

1041Ekim2020
Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor

1041Ekim2020
Teknoloji Bağımlılığı

"Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"

1041Ekim2020
Teknoloji Bağımlılığı

"Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"

1041Ekim2020
Teknoloji Bağımlılığı

Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü

1041Ekim2020
Teknoloji Bağımlılığı

Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği

1041Ekim2020
Teknoloji Bağımlılığı

Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım

1041Ekim2020
Eğitim

"Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"

1040Eylül2020
Yaşam

“Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”

1040Eylül2020
Eğitim

Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?

1040Eylül2020
Eğitim

Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!

1040Eylül2020
Eğitim

Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı

1040Eylül2020
Eğitim

Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor

1040Eylül2020
Eğitim

Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor

1040Eylül2020
Alkol Bağımlılığı

Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik

1039Ağustos2020
Alkol Bağımlılığı

Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?

1039Ağustos2020
Alkol Bağımlılığı

Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!

1039Ağustos2020
Bağımlılık

Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi

1039Ağustos2020
Alkol Bağımlılığı

Alkol Vücuda Neler Yapıyor?

1039Ağustos2020
Yaşam

“İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”

1038Temmuz2020
Yaşam

Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu

1038Temmuz2020
Yaşam

Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük

1038Temmuz2020
Yaşam

"İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay

1038Temmuz2020
Yaşam

Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay

1038Temmuz2020
Yaşam

Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…

1038Temmuz2020
Yaşam

Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir

1038Temmuz2020
Yaşam

Vakıf ve Gönüllülük Üzerine

1038Temmuz2020
Teknoloji Bağımlılığı

"Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"

1037Haziran2020
Teknoloji Bağımlılığı

Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?

1037Haziran2020
Teknoloji Bağımlılığı

Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi

1037Haziran2020
Yaşam

"Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"

1037Haziran2020
Yaşam

10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem

1037Haziran2020
Alkol Bağımlılığı

"Şişenini Dibi"nden Görünenler

1032Ocak2020
Alkol Bağımlılığı

İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!

1032Ocak2020
Tütün Bağımlılığı

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

"Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor

1036Mayıs2020
Eğitim

Hayat da Eğitim de Eve Sığar

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Korona Günlerinde Ev Hayatı

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

El Hijyeni Virüsten Korur

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Evde Düzen İçin İpuçları

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Bahane Yok! Oyun Vakti

1036Mayıs2020
Sağlıklı Yaşam

Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?

1035Nisan2020
Sağlıklı Yaşam

"Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"

1035Nisan2020
Sağlıklı Yaşam

Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin

1035Nisan2020
Sağlıklı Yaşam

Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli

1035Nisan2020
Sağlıklı Yaşam

Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor

1035Nisan2020
Sağlıklı Yaşam

Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey

1035Nisan2020
Teknoloji Bağımlılığı

Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"

1031Aralık2019
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var

1031Aralık2019
Teknoloji Bağımlılığı

E-Spor Obeziteye Neden Oluyor

1031Aralık2019
Teknoloji Bağımlılığı

Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?

1031Aralık2019
Teknoloji Bağımlılığı

Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak

1031Aralık2019
Teknoloji Bağımlılığı

Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

1031Aralık2019
Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele

1030Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor

1030Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı

1030Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor

1030Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak

1030Kasım2019