
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Recep Erol Sezer, e-sigaranın tütün endüstrisi tarafından sigara kullanımını yeniden yeşertmek amacıyla geliştirilen büyük bir aldatmaca olduğunu belirtiyor. Sigaradan daha az zararlı olduğu ve sigarayı bırakmayı kolaylaştırdığı iddiasıyla piyasaya sürülen elektronik sigaranın zararlarını Prof. Dr. Recep Erol Sezer’le konuştuk.
Elektronik sigara ve içerdiği maddeler hakkında bilgi verir misiniz?
Elektronik sigara, sigara gibi dumanı içe çekilerek kullanılan ve nikotin almaya aracılık eden ticari bir üründür. Isıtılabilir bir bölmesinde veya kartuşunda sıvı olarak nikotin ve nikotin alımını kolaylaştıran, onun “hoşa gidici (pekiştirici)” özelliğini artıran diğer bazı maddeler bulunur. Kullanıcının, sigaradan bir duman çeker gibi içe çekmesiyle çalışan ve gücünü bir pilden sağlayan bir ısıtma sistemi vardır. Kullanıcının içe çekmesi, elektronik bir mekanizma ile bölmedeki veya kartuştaki sıvıyı ısıtıp buharlaştırmakta, kişi de nikotini ve diğer maddeleri içeren bu buharı veya dumanı sigara içer gibi içine çekmektedir.
Elektronik sigara ilk kez 2004 yılında Çin’de çıkmasına karşın, bugünkü özelliklerine 2010 sonrası dönemde ABD’deki ürün geliştirme çalışmalarıyla ulaşmıştır. Elektronik sigaralardaki bu değişim, nikotin alımını en etkili biçimde sağlayabilme, çocukları ve gençleri etkileyebilme ve onları nikotin salgınına çekebilme doğrultusunda gerçekleşmiştir. Elektronik sigaralar hızla ve kolayca nikotin bağımlılığı oluşturabilir. Bağımlılık yapıcı özelliği yüksektir; önemli zararlara yol açabilir ve nikotin bağımlılığı tedavisinde etkisizdir.
Elektronik sigara sıvısı şu maddeleri içerir: nikotin, propilen glikol, bitkisel gliserin, etilen glikol, tat ve koku veren katkı maddeleri, benzoik asit gibi başka katkı maddeleri. Amaç, elektronik sigara içe çekildiğinde nikotinin en tatmin edici biçimde, diğer deyişle en bağımlılık yapıcı haliyle alınabilmesidir. İçe çekme bir ısıtma sürecini başlatmakta, ısınmanın etkisiyle e-sigara sıvısı buharlaşarak, gaz ve parçacık özellikli maddeleri içeren bir hava karışımı (aerosol) oluşmaktadır.
NİKOTİNİN KANSEROJEN ETKİSİ ORTAYA ÇIKIYOR
Bu maddeler, elektronik sigara dumanı veya buharı içindeyken, girdikleri kimyasal reaksiyonlar sonucu önemli ölçüde dönüşüme uğrarlar. Bu yolla birçok yeni madde ortaya çıkar. Aldehitler veya karboniller denen, bir kısmı kanser yapıcı ve temas ettiği hücreleri hasara uğratan, birçok madde ortaya çıkar; formaldehit, akrolein, aset aldehid, glisidol, asetol, methyl glyoxal ve glyoxal bunlardan bazılarıdır. Nikotinin bir kısmı kanser yapıcı nitrozaminler denen maddelere dönüşür. Sigaranın kanser yapıcı etkisinde nitrozaminlerin önemli bir payı vardır. Elektronik sigarada da aynı etki beklenmelidir. Nikotinin elektronik sigara dumanı veya buharından çevreye saçılması, bu ortamlarda nikotin birikmesine ve nikotinden kanser yapıcı nitrozaminlerin oluşmasına neden olur. Bu kanser yapıcı nitrozaminler başta çocuklar olmak üzere herkese zarar verir.
Elektronik sigara dumanı, arsenik, krom, kurşun, nikel, kadmiyum gibi inorganik parçacıkları, çoğunda sigara dumanında bulunduğu düzeylerde olmak üzere, içerir. Bu maddeler kanser yapabilen, böbrek, beyin ve diğer sinir hücrelerine zarar verebilen maddelerdir.
Benzoik asit, elektronik sigara sıvısına yakın dönemde eklenmeye başlanmış ve bağımlılık yapıcı özelliği önemli ölçüde keskinleştirmiş bir maddedir. Zayıf bir asit olan benzoik asit, nikotin sıvısına eklendiğinde, elektronik sigara dumanındaki serbest nikotin düzeyi yüzde 10’a düşmektedir. Nikotin ancak serbest (iyonize olmayan) formda iken hücrelere girebilen bir maddedir. Fakat tümüyle bu formda olduğunda kişi tarafından sert olarak algılanmakta, öksürük refleksini başlatıp, hava yollarında refleks kasılmalara yol açmaktadır. Bu nedenle de bu formda akciğerler yoluyla vücuda girememektedir. Dumandaki serbest nikotin düzeyinin yüzde 10’a çekilmesi sertliği önemli derecede azaltan, bu sayede dumanı rahatça derin çekmeye izin veren bir durum olarak tanımlanmıştır. Bu durumda nikotin akciğerlerdeki hava keseciklerine ulaşıp hızla emilmekte, tatmin edici etki en üst düzeyde gerçekleşmektedir.
Elektronik sigaraya sıvısına konulan çok sayıda tatlandırıcı madde var. Bunların zararları nelerdir?
Diasetil (DA), asetil propionil (AP), etilmaltol, etil vanilin, vanilin, sinamaldehid ve mentol en sık kullanılan tatlandırıcılardır. Kafur (camphor), metil salisilat, eugenol, solunum yollarını tahriş eden benzaldehid bu maddeler arasındadır. Bu maddelerin solunum yollarıyla alındığında zararsız olduğunu gösterebilecek kanıt olmadığı gibi, önemli zararlara yol açabileceğine dair araştırma bulguları vardır.
Aynı elektronik sigara sıvısında sadece bir tatlandırıcı madde olabileceği gibi çok sayıda (47’ye kadar) tatlandırıcı madde olabilmektedir. DA, kakao, kahve, karamel, tereyağı, alkollü içecekler gibi gıda ürünlerinde de bulunan dikarboniller grubundan bir maddedir. Sindirim sistemi yoluyla alındığında zararsız kabul edilmesine karşın, solunarak akciğerlerden alındığında solunum fonksiyonlarını bozucu etkiye sahiptir. Bu maddenin solunabilen toz ve parçacıklarını üretim aşamasında soluma durumunda kalanlarda, tıkayıcı akciğer hastalığına yol açtığı gösterilmiştir.
DA’nın akciğerlerin küçük hava yollarında (bronşiyollerde) daralma ve tıkanmalarla seyreden geriye dönüşsüz bir akciğer hastalığına (patlamış mısır akciğeri hastalığına) yol açtığı bildirilmiştir. AP, DA’nın yerini alması için kullanılmaya başlanmış fakat havayollarında DA’ya benzer zararlı etkileri gösterilmiştir. Mentollü elektronik sigaralardaki mentol konsantrasyonu, mentollü sigaralardaki gibi bulunmuştur. Ökaliptol ve pulegon, mentol kokulu e-sigaralarda bulunan katkı maddeleridir.
Nikotin sağlayan yeni ürünler ve küresel nikotin karteli hakkında neler söylersiniz?
Elektronik sigara, sigaranın bağımlılık yapıcı ve öldürücü özelliklerinin net bir şekilde anlaşılmış olması sonucu bazı ülkelerde başlayan sigaradan uzaklaşma eğilimine tepki olarak doğmuş yeni ürünlerden birisidir. Elektronik sigaranın yanı sıra dünya pazarına yakın dönemde sunulmuş diğer bazı tütün veya nikotin ürünleri de vardır. Bunlar, elektronik sigara gibi çalışan “ısıtılmış tütün ürünleri” ile nikotini pastil, çiğneme, “poşet içinde ağızda tutma” veya buruna çekme gibi yollarla sunan markalı ürünlerdir. Bu ürünlerin tamamı, nikotininin bağımlılık yapıcı etkisine dayalı geliştirilmiş olup, sigaraya göre daha az zararlı oldukları iddiasıyla pazara sunulmuştur.
Dört beş sigara şirketinden oluşan dünya tütün nikotin karteli, kendisini ve hilelere dayalı olarak büyüttüğü dünya nikotin pandemisini bu ürünlerle gelecek asırlara taşıma planı ve eylemi içerisindedir. Bu planın gereği bu ürünler, bu şirketler tarafından yasal veya yasal olmayan yollarla dünya ölçekli olarak tanıtıma ve satışa sunulmuş durumdadır.
Elekronik sigara, sigara ile mücadele çalışmalarını nasıl etki etkiledi?
Elektronik sigara ve diğer yeni ürünler, sigara kullanımının önemli ölçüde kontrol altına alındığı ABD gibi ülkelerde salgını yeniden yeşertmek, sigara kullanım oranlarının henüz düşürülemediği ülkelerde ise sigara salgınını büyütmek amaçlarıyla pazarlanmaktadır. Yeni ürünlerle endüstri daha donanımlı, daha kuvvetli ve sigarayı da ürün olarak daha iyi koruyabilecek düzeye gelmiştir. Özetle elektronik sigara ve diğer yeni ürünler salgını büyütmüş, mücadele çalışmalarını geriletmiştir.
Hocam elektronik sigarayla beraber ortaya çıkan ürünlerden bahsettiniz. Bunlar hakkında daha detaylı bilgi verebilir misiniz?
Tütünün yanmasını veya ısıtılmasını gerektirmeyen, ağızda poşet içinde tutma yoluyla kullanılan tütün nikotin ürünlerinin dahi ne kadar zararlı ve bağımlılık yapıcı olduğu Norveç tecrübesiyle yakın zamanda ortaya çıkmıştır. Norveçliler sigaradan diğer toplumlara göre çok daha erken uzaklaşmış, zararı azaltılmış tütün veya nikotin ürünü olarak pazarlanan, ağızda poşet içinde tutarak kullanılan, işlenmiş tütün ürünü veya nikotin ile katkı maddelerini içeren, “snus” adıyla bilinen, bir ürüne yönelmiştir.
Norveç Halk Sağlığı Enstitüsünün 2020’de yayınlanan bir raporu, araştırmaya dayalı olarak, snus’un yemek borusu, mide, pankreas ve rektum kanserleri, şeker hastalığı, hipertansiyon, metabolik sendrom ve akıl hastalığı tehlikesini önemli ölçüde artırdığını, kalp krizi, beyin krizi (inme) ve kanser ölüm oranlarını yükselttiğini bildirmiştir. Ağızda poşet içinde tutma biçiminde kullanılan bu ürünler çok güçlü bağımlılık yapmakta, gençler ve çocuklar tarafından zararsız veya az zararlı algısıyla kullanılmaktadır. Bu çocuklar ve gençler daha sonra, diğer çocuklara ve gençlere göre daha yüksek oranlarda sigaraya yönelmektedir.
YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK
Bağımlı kişiler sigarayı tamamen bırakmaya geçişi kolaylaştırmak için e- sigara kullanımına yöneliyor. Bu yaklaşım ne kadar doğru?
Elektronik sigaranın, sigara bağımlılığını tedavi edebileceğini gösteren bir çalışma yoktur. Günümüzün elektronik sigaraları kanda hızlı ve yüksek nikotin artışları sağlamaları nedeniyle güçlü bağımlılık yapıcı maddelerdir; sigara ve tütün bağımlılığından kurtulmaya bir katkıları olamaz. Bunları kullanırken kişiler sigara içmeden durabilirler; çünkü gerekli nikotini elektronik sigaradan sağlarlar. Fakat çalışmalar, bu kişilerin büyük bir oranda ikili kullanıma geçtiklerini, hem sigara içen hem de elektronik sigara kullanan ya da sigara ile elektronik sigara arasında gidip gelen kişilere dönüştüğünü göstermektedir.
Sigarayı bırakıp, sadece elektronik sigarayla yetinme az rastlanan bir durumdur. Amaç tütün ve nikotin bağımlılığından tümüyle kurtulmak olmalıdır. Tütün ürünü kullanan kişilerin sağlıklarını geliştirebilmek için yapabilecekleri en iyi müdahale, tütün ve nikotin ürünlerinin tamamını bırakarak bu bağımlılıktan kurtulmaktır. Nikotini yavaş olarak ve düşük miktarda veren, bağımlılık yapıcı olmayan, sadece bir iki ay gibi geçici bir süre kullanılan nikotin bandı ve nikotin sakızı gibi nikotin yerine koyma ürünleri ile bazı ilaçlar sigarayı bırakmada etkili oldukları bilinen tıbbi yöntemlerdir. Kendi başına bırakamayan yurttaşlarımıza, ülkemizin tüm illerinde bulunan ücretsiz hizmet ve ilaç sağlayan sigara bırakma polikliniklerinden destek almalarını, aile hekimlerinden destek istemelerini tavsiye ederim.
TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN TÜMÜ ZARARLI
Elektronik sigara ve sigarayı içerik olarak karşılaştırdığımızda zararlı kimyasallar açısından durum nedir?
Tütün ürünlerini, birbiriyle kimyasal madde sayısıyla karşılaştırmak doğru bir yaklaşım değildir. Pazarlanan tüm tütün ürünleri bağımlılık yapıcı özelliği çok yüksek olan ve öldürücü hastalıklara yaygın olarak yol açan ürünlerdir, elektronik sigara da böyledir. Amaç, bu ürünlerin kullanımını tümüyle bırakıp bu bağımlılıktan kurtulmaktır. Elektronik sigara, daha az zararlı olduğu için tercih edilebilecek bir ürün değildir; böyle yanıltıcı bir algının yaratılması kişinin yanlış yönlendirilmesine, çıkmaz bir yolda bağımlılığını sürdürerek zarar görmeye devam etmesine neden olur. Tütün endüstrisinin istediği de budur.
Elektronik sigara dumanındaki madde sayısı, sigara dumanındaki madde sayısından az olabilir; fakat çok maddeli ve çok zararlı bir hava karışımını akciğerlerin hava keseciklerine gönderen bir üründür. Elektronik sigaranın bazı kişilerde hatta çocuklarda ve gençlerde kısa sürede dahi zatürreye yol açabildiği bilindiği gibi, buharındaki maddelerin hücre DNA’sına zarar verdiği, kanser yapıcı ve iltihap oluşturucu özellikleri olduğu çok iyi bilinmektedir. Ağızda poşet içinde tutarak kullanılan elektronik sigaradan çok daha düşük madde sayısı olan ürünlerin bile ne kadar bağımlılık yapıcı ve zararlı olduğunu Norveç örneğiyle biliyoruz.
Türkiye ve dünyada e-sigara kullanım oranları hakkında bilgi verir misiniz? E-sigara sigara ile mücadele çalışmalarına nasıl etki etti?
Elektronik sigara salgını küresel bir salgın düzeyine çıkmış durumdadır. ABD’de son on yılda ve özellikle son birkaç yılda çocuklara ve gençlere pazarlanan bağımlılık yapıcı özelliği keskinleştirilmiş yeni kuşak elektronik sigaralar, tütün kontrolündeki başarılı mücadeleye önemli bir darbe vurmuştur. ABD’de lise öğrencilerinde 2011’de yüzde 1,5 olan “son bir ayda en az bir kez elektronik sigara içme” oranı 2017’de yüzde 12, 2018’de yüzde 21, 2019’da yüzde 27,5 olarak saptanmıştır. ABD’de elektronik sigara cihazları, esrar (mariuhana) kullanımında da yaygın olarak devreye girmiş, lise öğrencilerinde esrar kullanımını en yüksek düzeye çıkarmıştır.
Avrupa ülkelerinde de 11-17 yaş grubu gençlerde yapılan araştırmalar elektronik sigara salgınının endişe verici düzeye çıktığını göstermektedir. Polonya, Ukrayna ve İtalya oranların en yüksek olduğu ülkelerdir. Bildirilen oranlar yaklaşık olarak erkek öğrencilerde yüzde 20-30, kızlarda yüzde 13-22 civarındadır. Bu ülkelerde elektronik sigara, tıpkı aromatik nargile gibi, mevcut sigara salgınını doğrudan büyüten bir etki yapmaktadır.
Ülkemizdeki durum nedir?
Elektronik sigara, ülkemizde 4207 Sayılı Kanun gereği tütün ürünü sayılmakta ve tanımlanan belirli alanlarda kullanım yasağı kapsamına girmektedir. Tütün ürünü sayıldığı için elektronik sigara, tütün ürünleri reklam yasağı kapsamındadır. Yine 4207 Sayılı Kanun gereği bir tütün ürünü sayıldığı için internet gibi elektronik ortamlarda satılamaz ve kargo ile taşınamaz. 2008 yılında Sağlık Bakanlığının aldığı bir kararla içerdiği yüksek nikotin miktarları nedeniyle elektronik sigara kartuşları ilaç, cihazları tıbbi cihaz gibi değerlendirilmiş, bu nedenle serbest ticarete konu olamayacakları hükmüne varılmıştır. 2020 yılında çıkarılan bir Cumhurbaşkanlığı Kararı ile elektronik sigara ve tüketiminde kullanılan cihazlar, yedek parça ve solüsyonlar ithalat yasağı kapsamına alınmıştır. Bu karara dayalı olarak çıkarılan bir Ticaret Bakanlığı Genelgesi ile “…Yurt dışından gelen yolcuların üzerinde bulunan 30 ml’yi aşmamak üzere kartuş veya solüsyon veya 10 adede kadar tek kullanımlık elektronik sigara ile sınırlı” bir giriş izni tanımlamıştır.
İnternet veya diğer kaçak yollarla satış sonucu Türkiye’de de sınırlı düzeyde elektronik sigara kullanımı oluşmuştur; fakat yapılmış düzenlemeler ve bunların uygulanması sayesinde Türkiye’de bir elektronik sigara salgını yaşanmamıştır. Kullanım oranları konusunda veriler çok sınırlıdır. Son birkaç yıl içinde İstanbul’da biri aile hekimleri diğeri bir eğitim hastanesinin hemşireleri arasında yapılan iki çalışmada, elektronik sigara kullanma oranı, sırayla, yüzde 1,1 ve yüzde 1,9 olarak bulunmuştur. Elektronik sigarayı denemiş olanların oranı ise her iki çalışmada da yüzde 13 olarak bildirilmiştir. Üniversite öğrencilerinde yapılmış iki çalışmada son bir ayda kullanma oranı yüzde 3 civarındadır. Elektronik sigara, ülkemizde yasak olmasına rağmen, internetle veya bazı mağazalar ile kolay ulaşılabilir özelliktedir. Bu konuda ivedi ve etkili bir müdahaleye ihtiyaç vardır, bu durumun sürmesine izin verilmemelidir. Aynı sorun aromatik nargile için de söz konusudur.
E-sigara, piyasaya sigarayı bıraktırmaya yardımcı bir unsur olarak sunulmuş fakat zamanla tütün endüstrisinin eline geçmiş. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kanaatimce; elektronik sigara, bırakma aracı olarak çıkacak olsaydı, ilaç ruhsatı alarak çıkabilirdi. Fakat bu ürünü pazarlayanlar hiçbir dönemde bu yolu seçmediler. Zaten, inhalatör denen bir cihaz aracılığıyla solunum yoluyla alınan böyle bir nikotin ürünü bırakma ilacı olarak vardı, bırakma çabasına destek vermek için kullanılmaktaydı, hâlâ da var. Teknolojik yeniliklerle elektronik sigaraların içimi kolaylaştırılmış ve bağımlılık yapıcı etkisi keskinleştirilmiştir. Tütün yerine yalnızca nikotinin ve bazı maddelerin kullanılması, madde sayısının azalması nedeniyle daha az zararlı algısına müsait bir durum yaratılmış, bu durum da kullanılmıştır. Elektronik sigara dört dörtlük bağımlılık yapıcı, gençler için tütün veya nikotin bağımlılığını başlatıcı, sigara içenler için ise bırakma gayretinden uzaklaştırıcı bir üründür. Endüstri, yarım asır önce düşük nikotinli düşük zifirli sigaraları da aynı yaklaşımla geliştirdi; bunları reklam ve tanıtım çalışmalarıyla sigarayı bırakamayanlar için zararı azaltan bir seçenek olarak pazarladı.
Herkes düşük nikotinli ve düşük zifirli sigara içmeye başladı. Sigaradan korkanlar bu ürünlere daha sıcak bakıp sigaraya başlayabildiler. Bu algı, dünya sigara pazarının ele geçirilmesinde ve ulusal tütün tekellerinin özelleştirilmesinde gerekçe olarak kullanıldı. Dört beş şirketli endüstri dünya tütün ticaretinin neredeyse tamamını ele geçirdi. Fakat, sigaraları içenlerin bu sigaralardan aldıkları nikotinin ve zifirin azalmadığı, hatta sigaranın zararının bu sigaralarla daha da arttığı, bunun altında yanıltıcı teknolojik bir hilenin olduğu ve endüstrinin bu hileyi bilerek uyguladığı sonunda anlaşıldı. Küresel tütün endüstrisi, ürün çeşitliliğini elektronik sigara ve diğer yeni ürünlerle artırarak varlığını gelecek asırlara taşımak istiyor. Birçok ülke, bu şirketlerin ulusal tütün kontrol politikalarını etkisizleştiren eylemleri sonucu daha sigara salgınını durduramamışken bu yeni ürünlerin tehdidi altına girdi. Tütün endüstrisi, diğer küresel endüstrilerle iş birliği içinde hem doğrudan kişileri ve kültürleri etkileyen çalışmalarla, hem de politika oluşturma, uygulama ve değerlendirme süreçlerini etkileyen dünya ve ulus ölçekli eylemleriyle bu salgını sürdürme yolundadır. Dünyada yılda 10 milyona yaklaşan insanın vakitsiz ölümüne yol açan nikotin pandemisinin sürmesi, ülkelerin, dünyanın ve insanlığın kabul edebileceği bir kader olmamalıdır.
E-sigara kullananlarda yaşanan zehirlenme olayları hakkında bilgi verir misiniz?
Nikotin en tehlikeli öldürücü zehirlerden biridir. Hoşa gidici koku ve tat ile destekli nikotin sıvıları ve bunları içeren şişeler küçük çocukların ilgisin çekebilmekte, bu sıvıyla temas eden, bunu tadan veya soluyan çocukları zehirleyebilmektedir. Elektronik sigaralar devreye girdikten sonra çocuklarda nikotin zehirlenme vakalarında önemli artışlar bildirilmiştir. Çok az miktarda nikotin sıvısının çocuğun cilde temas eden giysisine bile dökülmesi zehirlenmeye neden olabilir. Nikotin sıvılarının çocuklara zarar vermesini önleyecek düzenlemeler yapılmalıdır. Nikotin sıvısı olan evlerde çocuklarda aniden ortaya çıkan bulantı, kusma, gözlerde yaşarma, daha ağır vakalarda şaşkınlık veya havale belirtileri zehirlenmeyi akla getirmelidir. Bu durumlarda hastane acillerine vakit kaybetmeden başvurulmalıdır. Erişkinlerde intihar amaçlı nikotin sıvısı kullanımı olabildiği gibi, kaza ile nikotin sıvısı zehirlenmesi de olabilir; her iki durumda da derhal hastane acillerine gidilmelidir.
E-sigara cihazındaki olası hata ya da arızaların tehlikeleri nelerdir?
Elektronik sigaralar, nikotin sıvısını pilden aldıkları enerji ile ısıtırlar. Lityum pillerden kaynaklanan cihaz patlamaları sık olmamakla birlikte bildirilmektedir. Bu patlamalar önemli yüz, ağız, çene, göğüs yaralanmalarına ve yangına neden olabilmektedir.
E-sigara ve esrar kullanım ilişkisinden bahseder misiniz?
ABD’de elektronik sigara cihazları, esrar (mariuhana) kullanımında da yaygın olarak devreye girmiş, lise öğrencilerinde esrar kullanımını en yüksek düzeye çıkarmıştır. ABD’de 2019-2020 döneminde elektronik sigara kullananlar arasında, üç bine yakın genç insanı ciddi düzeyde hastalandıran ve yaklaşık 60 kişiyi öldüren bir zatürre salgını yaşanmıştır. Esrarlı elektronik sigaralara katılmış e-vitamini ile çıktığı anlaşılmış bu salgın, elektronik sigara cihazları içine giren maddelerin kısa süreli kullanımda bile akciğerlere zarar verebileceğini göstermiştir. Elektronik cihaz sıvısının kullanıcı tarafından hazırlanması, bu cihazlarla diğer bağımlılık yapıcı maddelerin kullanılmasını da mümkün kılmıştır.
PROF. DR. RECEP EROL SEZER KİMDİR?
1969 yılında İstanbul Tıp Fakültesinde lisans eğitimini tamamlamış, Halk Sağlığı alanında 1978’de uzman, 1983’de doçent, 1989’da profesör olmuştur. 1992 yılında Türkiye Halk Sağlığı Derneği Sigarayla Mücadele Kolunun, daha sonra Elazığ merkezli Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneğinin ve bu yapıların yayın organı olarak Sigara Alarmı Dergisinin kuruculuğunu yapmıştır. 1995 yılında Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesinin kurucuları arasında yer almış ve iki kez bu komiteye dönem başkanlığı yapmıştır. 1994 yılından itibaren 2000 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü Sigarasız Avrupa Eylem Planının Türkiye ilişki noktası görevini yürütmüştür. 1996 ve 1998 yıllarında Ulusal Bırak-Kazan Sigara Bırakma Kampanyalarının Koordinatörlüğünü yürüten Prof. Dr. Recep Erol Sezer, DSÖ Çerçeve Sözleşmesini takiben Sağlık Bakanlığı merkezli kurulan Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesinde üye olarak (bırakma grubu sorumlusu olarak) görev yapmıştır. Sağlık Bakanlığının Tütün Kontrol çalışmalarına aktif olarak ve süreklilik içinde katılan Prof. Dr. Sezer, bu konuda çok sayıda yazılı makale yayınlamış; kurs, ders, konferans ve bildiri niteliğinde sunumlar yapmıştır. Ankara Üniversitesindeki çalışmalarından sonra, 1984-1999 döneminde Elazığ’da Fırat Üniversitesinde Halk Sağlığı Anabilim Dalında, 1999-2013 döneminde Cumhuriyet Üniversitesinde Aile Hekimliği Anabilim Dalında çalışan Prof. Dr. Sezer, 2013 yılından itibaren Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Prof. Dr. Recep Erol Sezer, Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi’dir.