Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1092
Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
Gönüllülük, bireylerin topluma katkıda bulunmak için sergilediği özverili ve gönülden yapılan bir dayanışma biçimi olarak öne çıkıyor. Hem bireylerin yaşam kalitesini artıran hem de toplumun güçlenmesine destek veren gönüllü çalışmalar, günümüzde sivil toplum kuruluşları için hayati önem taşıyor. Gönüllülük, Yeşilay'ın da misyon ve vizyonunun önemli bir parçasını oluşturuyor.
Gönüllü olmak, bireylerin zamanını, enerjisini ve bilgisini, karşılık beklemeden toplumsal fayda için paylaşması anlamına geliyor. Bu, sadece ihtiyaç sahiplerine destek vermek değil, aynı zamanda daha iyi bir dünya hayaline ortak olma fikrini yeşerten bir eylem.
Gönüllü faaliyetlere katılanlar sorumluluk duygusu pekişmiş, toplumsal sorunlara karşı daha duyarlı bireyler olmakla kalmıyor, farklı bakış açıları kazanıyor, yeni insanlarla tanışıyor ve çözüm odaklı düşünmeyi öğreniyorlar. Bu deneyim, gönüllü bireylerin yetkinliklerini geliştirerek hayatları boyunca kullanabilecekleri beceriler kazanmalarına yardımcı olurken, bireysel iyiliğin toplumsal iyiliğe dönüştüğü ve birlikte daha güçlü olunabileceğini hatırlatan bir farkındalık da sunuyor.
STK’LAR TOPLUMU DÖNÜŞTÜRÜR
Sivil toplum kuruluşları (STK’lar), devletin ve özel sektörün dışında, toplumsal fayda sağlamak amacıyla kurulan, kâr amacı gütmeyen organizasyonlardır. Genellikle gönüllüler, bağışlar ve üyelerin katkıları aracılığıyla faaliyet gösterirler. Kuruluş amacı, toplumsal sorunlara çözüm üretmek, insan hakları, çevre, eğitim, sağlık gibi alanlarda farkındalık yaratmak ve toplumu daha adil, eşitlikçi bir yapıya kavuşturmak için çalışmaktır. STK'lar, bireylerin ve grupların çıkarlarını savunarak, demokratik katılımı teşvik eder ve toplumsal değişimi yönlendirme hedefi güder. Toplumu dönüştürürken devletin hizmetlerini ve politikalarını daha verimli hâle getirir.
Türkiye’de sivil toplum, 1990’lı yıllarda belirginleşmeye başlamış olsa da bu kavramın kökleri çok daha eskilere dayanıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda sivil toplumun en önemli örnekleri loncalar, vakıflar gibi yapılardı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında güçlü devlet anlayışı, örgütlenme ve demokratikleşme çabalarını sınırlasa da 1990’larda ekonominin dışa açılması ve toplumsal değişimlerle sivil toplum kuruluşlarının sayısı hızla arttı. Kalkınma planlarında ise STK’lar, toplumsal katılım ve ekonomik kalkınma süreçlerine daha aktif bir rol vermek amacıyla önemli bir paydaş olarak kabul edildi.
Günümüzde dernek, vakıf, oda, sendika gibi farklı kuruluşları bünyesinde bulunduran 100 binin üzerinde sivil toplum kuruluşu bulunuyor. Bu STK’lar kuruluş amacına göre birçok gönüllüyle faaliyetlerini sürdürüyor.
GÖNÜLLÜLÜĞÜN STK’LAR İÇİN ÖNEMİ
STK'lar için gönüllü olmak, kuruluşların faaliyetlerini sürdürebilmesi ve toplumsal hedeflerine ulaşabilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Gönüllüler, STK'ların insan kaynaklarının önemli bir parçasıdır. Gönüllüler sayesinde, STK'lar toplumda daha geniş kitlelere ulaşabilir ve projelerini daha sürdürülebilir hâle getirebilir. Gönüllüler, toplumla sivil toplum kuruluşu arasında bir köprü görevi görerek faaliyetlerin tanıtımını ve doğru kişiye ulaşılmasını kolaylaştırabilirler. İnsanlarla birebir görüşerek toplumsal ihtiyaçları, sorunları ve talepleri daha iyi tespit edebilirler. Böylece kurumların stratejilerini güncellemelerine yardımcı olurlar. Bu destek, kurumların tanınırlığını artırırken toplumsal savunuculuk faaliyetlerini de güçlendirir.
GÖNÜLLÜLÜĞÜN BİREYSEL VE TOPLUMSAL KAZANIMLARI
Gönüllülük bireylere topluma hizmet etme imkânı tanırken, onların kişisel gelişimlerine de katkıda bulunuyor. Araştırmalar, gönüllü faaliyetlere katılan bireylerin daha sağlıklı ve mutlu olduğunu gösteriyor. Gönüllülük stresi azaltıyor, öz güveni artırıyor ve yeni beceriler kazandırıyor. Bireyler takım çalışmasıyla becerilerini geliştiriyor, yeni sosyal çevreler ediniyor, toplumun farklı kesimleriyle tanışıyor ve sorumluluk bilincini güçlendiriyor. 2010 yılında ABD’de 4 bin 582 kişiyle yapılan bir araştırmada katılımcıların % 68’i gönüllülük faaliyetlerinin kendilerini fiziksel olarak daha sağlıklı hissettirdiğini, % 73’ü ise stres seviyelerini azalttığını belirtmiştir. Katılımcıların hepsi gönüllü çalışmalara katılmanın mutluluk seviyelerini artırdığını ifade etmiştir. Benzer şekilde, Schwartz ve Sendor’un 1999 yılında MS hastalarıyla gerçekleştirdiği çalışmada, gönüllü olarak diğer hastalara destek veren bireylerin öz güvenlerinde artış olduğu, güçlü sosyal kimlikler geliştirdikleri ve ağrı seviyelerinde azalma hissettikleri gözlemlenmiştir. Bağımlılık ve gönüllülük üzerine yapılan çalışmalar da gönüllülük faaliyetlerine katılan bağımlı bireylerin sosyal bağlarını güçlendirdiklerini ve bunun bağımlılık oranlarını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.
Gönüllülüğün bireysel katkıları, topluma da yapıcı destek sağlıyor. Toplumlar, gönüllü çalışmalar sayesinde daha dayanışmacı ve güçlü hâle geliyor. Farklı kesimlerden bireyler ortak hedefler doğrultusunda bir araya gelirken, sosyal uyum ve empati artıyor. Özellikle afet durumları, çevre koruma projeleri ve sosyal yardımlaşma gibi alanlarda gönüllülerin rolü büyük önem taşıyor, sosyal sorumluluğu ve toplumsal katılımı artırıyor.
YEŞİLAY İLE GÖNÜLLÜ OLUN
Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından olan Yeşilay, gönüllülük kültürünü yaşatarak bireylerin toplumsal dayanışmaya katılmasını sağlıyor. Yeşilay’ın gönüllülük anlayışında; gençleri ve toplumu zararlı alışkanlıklardan korumak, sağlıklı yaşamı teşvik etmek ve toplumun her kesimini bu konuda bilgilendirmek yer alıyor. Gönüllülük faaliyetleri toplumsal değişimi ve daha geniş kitlelere ulaşmayı sağlıyor. Gönüllüler, Yeşilay’ın düzenlediği etkinliklerde, kampanyalarda ve farkındalık çalışmalarında aktif olarak yer alıyorlar. Bu gönüllülük faaliyetleri, genellikle eğitim programları, seminerler, okullarda yapılan bilgilendirme çalışmalarını kapsıyor. Ayrıca gönüllüler, sosyal medya ve çeşitli iletişim araçlarıyla da Yeşilay’ın mesajlarını yayarak daha geniş bir kitleye ulaşılmasına katkı sağlıyorlar.
Yeşilay gönüllüsü olmak, iyilik ve sağlığı yaymak için büyük bir ailenin parçası olmak anlamına geliyor. Gönüllü olmak isteyenler Yeşilay’ın internet sitesindeki gönüllü formunu doldurduktan sonra bir oryantasyon sürecinden geçiyor. Oryantasyonu tamamlayan kişi görev tanımı kapsamında dâhil olmak istediği gönüllü tipini seçebiliyor. Yeşilay Gönüllüleri; Genel Merkez Gönüllüleri, Genç Yeşilaylılar, Proje-Eğitmen Gönüllüleri, Şube Gönülleri, Kurumsal Gönüllüler olmak üzere beş gruba ayrılıyor. Gönüllüler dâhil oldukları projelerle çevreye fayda sağlamanın yanı sıra planlama, iletişim, takım çalışması ve stres yönetimi gibi yetkinlikler kazanma şansı elde ediyorlar.