
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Genişleyen internet ağı çevrim içi pornografik içeriklere ulaşımı da kolaylaştırdı. Pornografi tüketiminin bireyden başlayarak aileyi ve tüm toplumu olumsuz etkilediğini vurgulayan Klinik Psikolog Mehmet Büyükçorak ile pornografinin zararlarını ve bunlara karşı alınabilecek önlemleri konuştuk.
Çevrim içi pornografik içeriklerin birey, toplum ve aile yapısı üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
Çevrim içi pornografi, bireyin zihinsel ve duygusal dünyasında önemli izler bırakabilir. Beyin, tekrar eden uyarılara alıştıkça aynı düzeyde tatmin için daha yoğun içerik arayışına girer. Bu durum, bağımlılık döngüsüne yol açabilir. Kişide gerçek hayattaki ilişkilerden uzaklaşma, yalnızlaşma, kaygı ve suçluluk duyguları gelişebilir.
Kişi, haz veren o döngüyü tekrarlayabilmek için sürekli kendisine zaman bulmaya çalışabilir ve bunu yapmaya çalışırken de özel hayatında sorunlar ve aksamalar, iş hayatında problemler ve hatta pornografik içerik üreten internet sitelerine kredi kartı ile kayıt yaptırdığı vakit her ay dağ gibi biriken borçlardan dolayı ekonomik olarak da bir çıkmazın içine girebilir.
Toplumsal düzeyde ise pornografinin yaygın tüketimi, cinselliğin ticari ve yüzeysel bir haz nesnesi olarak algılanmasına neden olur. Bu, aile kurumunun zayıflamasına, ilişkilerde güvenin azalmasına ve sağlıklı cinsel eğitimin yerini yanlış beklentilere bırakmasına yol açabilir.
Kişi pornografik içerikleri tükettiği zaman, oradaki figüranları (kadın ya da erkek fark etmeksizin) kanlı-canlı ve duyguları olan varlıklar olarak değil; performans sergileyen objeler olarak değerlendirmeye başlar. Bu da uzun vadede, kadınlar ve erkekler arasında duygusal ve insani bağların kaybolmasına, daha da ileri boyutta ise şiddet türü olayların normalleşmesine zemin sağlayabilir. Ailede ise bireyler arasında kopukluk, mahremiyetin azalması ve iletişim sorunları artar. Sonuç olarak, pornografi yalnızca bireyin değil, toplumun genel ahlaki ve sosyal yapısının da dengesini bozabilmektedir.
Evlilikte çiftler arasındaki ilişkisel tatminin bozulmasına neden olan konulardan birisi çiftlerin kendi başlarına sosyal medyada fazlaca zaman geçirmesi olarak yorumlanıyordu. Daha sonraları, telefonun göz önünde olması ve bildirimlerin gelmesinin çiftlerin ilişkilerine zarar verdiği ortaya çıktı. Bu örnekleri göz önüne aldığımızda, sadece telefona gelen bildirimin dahi çiftler arasındaki ilişkisel bağa zarar verdiği ortadayken, bu kişilerin pornografik içerik tükettiklerinde ilişkilerinin göreceği zararın boyutu tahmin edilebilir.
“PORNOGRAFİ KULLANIMI AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜ TEHDİT EDİYOR”
Pornografi aile ilişkileri, aile içi iletişim ve ilişkilerde ne gibi olumsuz etkilere yol açıyor?
Aile, güven ve sadakat üzerine kurulu bir yapıdır. Ancak pornografi kullanımı, eşler arasında güven duygusunu zedeleyebilir. Bir taraf gizlice pornografik içerik tükettiğinde diğerinde ihanete uğrama hissi oluşabilir. Bu durum kıskançlık, öfke, kırgınlık gibi duyguları tetikler. Nitekim, evlilikte çiftler için özel olan cinsellik, samimiyetle ve duygusallıkla yaşandığında karı-koca ilişkisini güçlendirirken; bu ihtiyacın dışsal faktör ve uyaranlar ile giderilmesi eşler arasında birbirine yabancılaşma ve beğenmeme gibi sonuçları da ortaya çıkarabilir.
İletişim boyutunda da olumsuz etkiler görülür. Eşler arasındaki samimiyet azalabilir, gerçek cinsel yaşam, sanal beklentilerle karşılaştırıldığında yetersiz hissettirebilir. Bu da hem duygusal hem de cinsel bağın zayıflamasına neden olur. Pornografik içeriklerdeki performansa dayalı süreçler gerçek hayatta karşılığını bulamadığında tekrar ve tekrar şekilde bu tür içeriklere tüketmeye devam eden kişi için ilişki, artık bir diyalog olmaktan çıkacaktır.
Bu kullanımın uzun vadede devam etmesi ise aile bütünlüğünü tehdit eden bir sorun hâline gelir. Çocukların olduğu ailelerde bu gergin ortam çocukların da psikolojisini doğrudan etkileyerek güvenli bağlanmayı zedeleyebilir. Bu durum, yalnızca karı-koca arasındaki bir problem olmaktan çıkıp, bir aile sorununa ve doğal olarak da toplumsal bir soruna sebebiyet vermiş olacaktır.
PORNOGRAFİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ YIKICI ETKİLERİ
Çocuklar çevrim içi zamanlarında pek çok zararlı içeriklerle karşılaşabiliyor. Bunlardan en yaygın olanı da maalesef pornografik içerikler. Bu durum çocuğun psikolojisini ve gelişimini nasıl etkiliyor?
Çocukların gelişim dönemlerinde karşılaştıkları içerikler, zihinsel ve duygusal dünyalarını şekillendirir. Pornografiye maruz kalan çocuklar, henüz hazır olmadıkları bir alanda yoğun uyarılara maruz kalmış olur. Bu durum, onların cinselliği sağlıklı ve doğal bir süreç olarak değil, şiddet, baskı veya sadece haz odaklı bir eylem olarak algılamalarına yol açar.
Psikolojik düzeyde korku, kaygı, merak ve kafa karışıklığı yaşanabilir. Gelişimsel olarak ise, sosyal ilişkilerde uyumsuzluk, akran zorbalığına yatkınlık ve erken yaşta cinsel davranışlara yönelme gibi riskler doğabilir. Ayrıca pornografik içeriklerle erken yaşta tanışmak, ilerleyen yıllarda bağımlılık riskini de artırır.
Bir tarafıyla da erken yaşta pornografik içeriklere maruz kalmanın ileriki dönem için travma sonrası stres bozukluğu olarak değerlendirilmesi gerekebilir. Nitekim, sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da hiç hazır olunmayan ve beklenmedik bir dönemde taşıyabileceğinden fazla bir yük ile karşılaştığı zaman kişinin zihni bunu travmatik bir etki ile içselleştirecektir.
Öte yandan pornografik içerikler ile ilgili abartılı şekillerde konuşmak, birbirini yermek ya da kendinden yaşça büyük kişiler ile ilişkiler yaşamak gibi durumlar ergenlik dönemlerinde bir statü kazancı gibi gözükebilirken ileriki yaş dönemlerinde utanç ve hicap duyulan durumlar olarak terapi odalarında ifade edilebilmektedir.
“GÜVENLİ BİR DİJİTAL ORTAM OLUŞTURULMALI”
Çocukların, pornografiye maruz kalmadan dijital ortama erişebilmesi ve güvenli bir şekilde internet kullanabilmeleri için anne babaların alabileceği önlemler nelerdir?
Çocukları pornografiden korumanın en önemli yolu güvenli bir dijital ortam oluşturmaktır. Bunun için aileler ilk olarak çocuklarıyla açık ve güven verici bir iletişim kurmalıdır. Çocuk, merak ettiği konuları anne ve babasına sorabileceğini bilmeli, aksi halde internetten yanlış kaynaklara yönelebilir. Teknik önlemler de önemlidir: yaşa uygun içerik filtreleri, ebeveyn kontrol uygulamaları ve ekran sürelerinin sınırlandırılması gibi... Fakat en güçlü koruma, anne ve babanın bilinçli rehberliği ve çocuğa sağlıklı bir cinsellik eğitimi vermesidir. Çocuğun yaşına uygun şekilde beden, sınır ve mahremiyet kavramları anlatıldığında, çocuk kendisini korumayı da öğrenir.
PORNOGRAFİYE KARŞI BİLİNÇLENDİRME KAMPANYALARI
Toplumsal düzeyde pornografi bağımlılığına karşı farkındalık oluşturmak ve mücadele konusunda kimlere nasıl sorumluluklar düşüyor? Aile kurumunu ve bireylerini korumak adına ne tür önleyici stratejiler belirlenmeli?
Pornografi bağımlılığıyla mücadele yalnızca bireyin sorumluluğunda değildir. Aileler, okullar, sağlık çalışanları, medya ve devlet kurumları birlikte hareket etmelidir. Eğitim kurumlarında sağlıklı cinsellik eğitimi ve dijital okuryazarlık dersleri yaygınlaştırılmalı; medyada pornografinin zararlarına dair bilinçlendirme kampanyaları yapılmalıdır.
Aile kurumunu korumak adına ebeveynlere rehberlik hizmetleri, gençlere yönelik bilinçlendirme programları ve toplum genelinde sağlıklı ilişkileri teşvik eden projeler hayata geçirilmelidir. Ayrıca bağımlılıkla mücadele merkezleri, danışmanlık hizmetleri ve psikolojik destek mekanizmalarının erişilebilirliği artırılmalıdır.
PORNOGRAFİ VE CİNSEL SUÇLAR
Size göre son yıllarda artış görülen cinsel suçlarda pornografinin rolü var mı? Şiddet ve pornografi ilişkili iki kavram mıdır?
Son yıllarda artan cinsel suçların birçok nedeni olsa da pornografinin bu tabloya katkısı göz ardı edilemez. Araştırmalar, şiddet içerikli pornografinin, özellikle gençler üzerinde saldırgan davranışları normalleştirebildiğini gösteriyor. Beyin, izlenen içeriklere alıştıkça daha uç ve şiddet barındıran içerikler arayabiliyor. Bu da bireylerin gerçek hayatta da benzer davranışlara yönelme riskini artırıyor. Pornografi ile şiddet arasında doğrudan olmasa da güçlü bir ilişki var. Özellikle çocuk ve gençler için bu risk çok daha büyük. Bu nedenle toplumsal düzeyde farkındalık oluşturmak, cinsel suçları önlemede önemli bir adım olacaktır.