
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Kişinin pornografik içerik izleme isteğini kontrol edememesi ve bu davranışı hayatının merkezine alması durumu olarak ifade edilebilecek pornografi bağımlılığını farkındalık kazanarak ve doğru adımları atarak yönetmek mümkün. Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) de diğer bağımlılık türlerinin yanı sıra bu alanda da bağımlı kişilere ve ailelerine danışmanlık desteği veriyor. YEDAM uzmanlarından Uzman Psikolog Tuğba Bozdemir YEDAM’ın bu bağımlılık türüne yaklaşımı konusundaki sorularımızı yanıtladı.
Pornografi bağımlılığı nasıl başlar, hangi durumlarda risk artar?
Pornografi kullanımı çoğunlukla merak, akran etkisi ya da rastlantısal bir şekilde maruz kalma ile başlayabilir. İlk deneyimler çoğu zaman bir merak duygusuyla gerçekleşse de, izleme davranışının yoğun ve tekrarlayıcı hâle gelmesi bağımlılık sürecini tetikleyebilir. Kullanım arttıkça içeriklerin giderek daha uç ve sıra dışı hâle gelmesi, bağımlılıklarda sık gördüğümüz tolerans gelişimine benzer bir seyir izler. Bu süreç sinsice ilerlediği için, birey genellikle ciddi sonuçlar ortaya çıkana kadar durumun farkına varmaz. Artan kullanım sonucunda sosyal ilişkilerde bozulma, iş ve okul yaşamında sorunlar, günlük işlevsellikte belirgin kayıplar gözlenebilir. Kişi, izleme davranışını kontrol edemediğini fark etmeye başladığında ise sorunun ciddiyetini kabul etmeye yönelir. Bu noktada yalnızca izleme süresi değil, kişinin hissettiği yoğun istek, yaşadığı psikolojik, fiziksel ve sosyal kayıplar ile bırakma çabalarının başarısızlığı bağımlılığın geliştiğine işaret eder. Ayrıca, bazı faktörler kişiyi pornografi bağımlılığına karşı daha savunmasız hâle getirebilir. Yalnızlık, dürtüsellik, yüksek heyecan arayışı, düşük öz kontrol, işlevsiz başa çıkma stratejileri, duygu düzenleme güçlüğü, depresif belirtiler ve kaygı semptomları risk faktörleri arasında sayılabilir. Ayrıca, kişinin başa çıkamadığı duygulardan uzaklaşmak için pornografiye yönelmesi de bağımlılık riskini artıran önemli bir unsurdur.
“PORNOGRAFİ BAĞIMLILIĞI YENİ BİR ALAN”
Davranışsal bağımlılıklar Yeşilay’ın ciddi manada üzerine eğildiği bir konu. Davranışsal bağımlılıklar içerisinde pornografi bağımlılığı nerede duruyor?
Yeşilay, geçtiğimiz Mayıs ayında 6. Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresine ev sahipliği yaptı. Önümüzdeki yıl Ağustos ayında ise 11. Uluslararası Davranışsal Bağımlılıklar Kongresine ev sahipliği yapacak. Bu durum, kurumun davranışsal bağımlılıklara verdiği önemi açık biçimde ortaya koyuyor. Davranışsal bağımlılıkların içinde yer alan pornografi bağımlılığı da, diğer türlere kıyasla daha yeni bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bağımlılık örüntüsüne baktığımızda tolerans, zihin meşguliyeti, olumsuz duygulanımdan kaçış amacıyla kullanım, yoksunluk belirtileri, işlevsellikte bozulma ve nüks gibi bağımlılıklara özgü unsurlar burada da görülüyor. Bu nedenle hem tanıdık özellikler taşıyor hem de yeni bir bağımlılık türü olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle internetin yaygınlaşması, sınırsız içeriğe erişim ve teknolojik araçların çeşitliliği, pornografi bağımlılığında artışa yol açan başlıca faktörler arasında sayılabilir. Ayrıca bu bağımlılık türü diğer davranışsal bağımlılıklarla da kesişiyor. Örneğin, kumar sitelerinde ya da oyunlarda yer alan pornografik içerikler, oyun oynama bozukluğu ve kumar oynama bozukluğu ile ilişkili bir etkileşim yaratabiliyor.
Pornografi bağımlılığı, bireyin günlük yaşamını, ilişkilerini ve işlevselliğini nasıl etkiliyor? Sosyal ilişkilerde ne gibi sorunlar doğurabiliyor?
Pornografi bağımlılığı, bireyin yaşamını birçok açıdan olumsuz etkileyebilen bir sorun olarak öne çıkıyor. Öncelikle ilişkilerde bozulmaya, yoğun suçluluk ve utanç duygularına, kişisel sıkıntıya ve depresyon ile anksiyete gibi psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Kişinin zihninin sürekli pornografiyle meşgul olması, iş ve okul yaşamında düşük performans, üretkenlik kaybı ve ilerleyen süreçte iş kaybı riskini beraberinde getirebiliyor. Zamanla kişi, pornografi izlemeyi bir zorunluluk gibi deneyimleyebiliyor. Bu durum, uygunsuz zamanlarda ve mekânlarda izleme davranışlarının ortaya çıkmasına ve bunun sonucunda yoğun utanç duygularının yaşanmasına neden olabilir. Ayrıca pornografik içeriklerin sürekli tüketilmesi, bireyde gerçekçi olmayan cinsel beklentiler geliştirebiliyor. Bu da partnerle olan ilişkide sorunlara yol açıyor; partnere yönelik cinsel çekimin azalması, cinsel uyarılmanın yalnızca pornografiyle mümkün hâle gelmesi, cinsel doyumun düşmesi ve yakın ilişkilerin zedelenmesi bunlara örnek gösterilebilir. Uzun vadede bu sorunlar, çift ilişkilerinde sorunlara ve ilerleyen süreçte boşanmalara kadar varabilen sonuçlara sebep olabiliyor.
YEDAM’IN YAKLAŞIMI
Yeşilay ve dolayısıyla YEDAM’ın pornografi bağımlılığına yaklaşımı nedir?
Yeşilay, diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi pornografi bağımlılığına da benzer bir yaklaşım sergiliyor. Bu yaklaşım, bilimsel veriler ışığında konunun hassasiyetini gözeten bir tutumu yansıtıyor. Bu amaçla, pornografi bağımlılığı çalışan akademisyenlerden oluşan bir çalışma grubu kuruldu. Grup, ulusal ve uluslararası güncel çalışmaları yakından takip ediyor, aynı zamanda önleme ve müdahale programları geliştirmek üzere çalışmalar yürütüyor. Bildiğiniz üzere YEDAM’larda şu an beş bağımlılık türünde hizmet veriyoruz. Ancak gözlemlerimiz, pornografi bağımlılığının, hem kendi başına bir bağımlılık türü olarak, hem de diğer bağımlılıklara eşlik eden bir sorun olarak karşımıza çıktığını gösteriyor. Bu nedenle, çalışma grubumuzun desteğiyle, güncel ve etkili tedavi tekniklerinden yararlanılarak, yeni bir müdahale programı geliştiriyoruz. Hazırlık süreci tamamlandığında, YEDAM’larda pornografi bağımlılığına yönelik danışmanlık hizmeti de başlayacak. Bu program; Bilişsel Davranışçı Terapi, mindfulness temelli yaklaşımlar, Motivasyonel Görüşme, Kabul ve Kararlılık Terapisi gibi farklı terapi tekniklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturuluyor. Böylece, danışanlarımız için yakın zamanda bu alanda da profesyonel destek hizmeti sunacağız.
Bu bağımlılığın tedavisine dair bilgi verebilir misiniz? Tedavi süreçleri nasıl işliyor? Tedavi sonuç veriyor mu? Nüks oranları nedir?
Her bağımlılık türü kendi içinde özel müdahale yöntemleri gerektirebilir. Pornografi bağımlılığında da farmakolojik, psikolojik ve bu ikisini birleştiren yöntemler kullanılabiliyor. Farmakolojik tedaviler, kişide görülen kompulsif davranışları ve yoğun istekleri hafifletmeye yardımcı olabiliyor. Psikolojik tedavilerde ise Bilişsel Davranışçı Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi ve mindfulness temelli yaklaşımların öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu terapi yaklaşımlarında da psikoeğitim verme, bilişsel yeniden yapılandırma, öz-düzenleme, bilişsel ayrışma, problem çözme gibi tekniklerden sıklıkla yararlanılıyor. Yapılan araştırmalar, tedavi süreci sonunda pornografi izleme isteğinde azalma, kullanım sıklığı ve süresinde belirgin düşüşler olduğunu gösteriyor. Ayrıca, nüksü önlemeye yönelik tekniklerin tedavi programlarına eklenmesi, tedavinin etkisini artırıyor. Bu etkinin yalnızca tedavi öncesi ve sonrası değil, tedavi bittikten uzun süre sonra gerçekleştirilen takip görüşmelerinde de sürdüğü görülüyor. Bununla birlikte, tedaviye ailenin katılımı, süreci olumlu yönde destekleyen önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
“Tüm Süreçler Gizlilik İlkesi Çerçevesinde Yürütülüyor”
Bu bağımlılık türünde danışan almanın zorlukları nelerdir? Yeşilay’ın bu zorlukları aşmak için kısa ve orta vadeli planlarından bahsedebilir misiniz?
İlk olarak, bireyler sorunu fark etmekte bir zorluk yaşayabiliyor. Bu durumu bir sorun olarak görmemek, tedaviye başvuruyu gecikmesine sebep olabilir. Bu noktada, Yeşilay’ın yürüttüğü farkındalık çalışmaları, bireylerin sorunu tanımasına ve yardım arayışına girmesine destek olmayı amaçlıyor. Kişi, bu sorunu tanımladıktan sonra, tedaviye gelme noktasında bir sorun yaşayabiliyor. Hâlihazırda, bağımlılıklarda stigmatizasyon (damgalama) nedeniyle tedaviye başvurmak zor olurken, yeni bir tür olarak pornografi bağımlılığında bu zorluk daha da belirginleşiyor. Sadece toplumdan gelen damgalama değil, bireyin kendi kendini yargılaması yani self-stigmatizasyon da süreci ağırlaştırabiliyor. YEDAM’daki müdahale programımızda zaten self-stigmatizasyonu ele alıyoruz. Pornografi bağımlılığında da, bu konuda danışanlarımızla çalışmayı hedefliyoruz. Bireyler tedaviye geldikten sonra da, kendilerini açmakta bir zorluk yaşayabiliyorlar. YEDAM’larda tüm süreçler gizlilik ilkesi çerçevesinde yürütülüyor ve mahremiyetle ilgili kaygıların önüne geçilmeye çalışılıyor. Bireyler tedaviye geldikten sonra, terapötik bağ güçlendikçe kendilerini daha rahat ifade edebiliyorlar. Bu süreçte psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarıyla kurulan güven ilişkisi, kişinin kendini açmasını kolaylaştırıyor. Pornografi bağımlılığında, doğru destekle birlikte kişiler yaşadıkları zorluklarla baş etmede yeni yollar geliştirebiliyor.