- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
- Bağımlılıkların Bıraktığı Tahribatı Doğru Beslenme Onarabilir
- Aç Olmadığımız Hâlde Neden Yemek Yiyoruz?
- Düzenli Aile Sofraları Bağımlılık Riskini Azaltır
- Yeşilay, Yeme Bozukluklarını Bir Halk Sağlığı Meselesi Olarak Ele Alıyor
- Egzersiz Bağımlılığı Yeme Bozukluğu Riskini Artırıyor
- Yeme Bağımlılığı ile Problemli İnternet Kullanımı Arasında Çok Yakın Bir İlişki Tespit Ettik
- Gıda Bağımlılığı’ Terimi Metaforik Bir İfade Değil, Nörobiyolojik Bir Gerçekliktir
- Beyin Ödül Sistemini Hedef Alan Gıdalar
“Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
Bağımlılık sorunuyla karşı karşıya olan kişilerde kaygı bozuklukları yaygın bir şekilde görünürken, kaygı bozuklukları da bağımlılığı tetikleyen tehlikeli bir boyuta da evrilebiliyor. Kaygı bozukluğunun bağımlılıklarla olan ilişkisini Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) Uzmanlarından Psikolog Esra Çevik ile konuştuk.
Son zamanlarda adını daha sık duyduğumuz kaygı bozukluğu nedir? Herkesin “Bende anksiyete var.” demesi doğru bir tabir mi sizce?
Kaygı bozukluğu ve anksiyete kavramlarının toplumumuzda birbirinin yerine kullanılan terimler haline geldiğini söyleyebiliriz. Önce bu iki kavramı nasıl ayırt edeceğimizi açıklayalım. Herkesin ‘’Bende anksiyete var.’’ demesi doğru bir tabirdir. Çünkü toplumda her davranış herkeste belli oranda bulunur. Bu davranışlar herkeste olduğu için kaygı bozukluğu kavramını insanların düzenin dışına çıkması, diğerlerinden farklılaşması söz konusu olduğunda ararız. Her duygunun bir işlevi vardır, her duygu belli bir amaca hizmet eder. Örneğin öfke, görece negatif olarak algılanan bir duygu olmasına rağmen bize “Ortamda değiştirilmesi gereken, yanlış giden bir şeyler var onu düzelt.” mesajı verir. Duyguyu doğru anlayıp uygun bir biçimde davranışa döktüğümüzde o duygunun verdiği mesaja uygun olarak sağlıklı bir sonuç elde etmiş oluruz. Kaygı da böyledir; kaygı da bize “Tetikte ol” mesajı verir. Evrimsel açıdan baktığımızda; ormandaki bir ceylanın kaygı hissetmesinin sebebi her an peşinden bir aslan gelebilir ve ona yem olabilir bu yüzden ceylana verilen mesaj; “Dikkatli ol, tetikte ol ve anında tepki verebil!” dir. Burada anlamamız gereken de gerçekten kaygı duymamız gereken bir mesele varsa kaygının hayatta kalabilmek gibi bir işlevinin olduğudur. Yani, ceylanın aslanlar tarafından yem olmamasının yolu kaygıdan geçer. Bu da bize kaygının ne kadar hayati olduğunu gösterir aslında. İyi ki kaygılanıyormuşuz değil mi? Fakat aslında bir tavşanın çıt sesi çıkardığını görmemize rağmen yine de kaygı hissediyorsak burada işlevselliğin bozulduğunu görürüz. Normalde kaygı, gerçek bir tehlike karşısında vücudun verdiği bir tepkidir; biz o ortamda bir tehlike kaynağı varsa ve endişelendiysek sağlıklıdır. Ateşin varlığı, yangın çıktı der bize ve o yangını söndürmek için tetikte ol mesajı verir. Fakat ortada bir ateş yokken durumdan bağımsız olarak endişelenmeye başladıysam burada bir problem vardır. Bu problem de kaygı bozukluklarının temelini oluşturur. Kaygı bozukluğu söz konusu olduğunda kaygı, endişeli düşüncelere verilen tepkidir. Yani, gerçek bir tehlike yoktur fakat kişinin endişe içerikli düşünceleri kişide kaygı uyandırır, bir tehlike yokken gerçek bir tehlike varmışçasına kaygılı hissederiz.
Kaygı bozukluğu, tekil bir ifadeden ziyade birkaç türden söz edebileceğimiz ‘’kaygı bozuklukları’’ adı altında incelenen farklı türlerin de bir arada olduğu psikolojik bir rahatsızlıktır. Kaygılanıyor olmanın psikolojik bir hastalık olarak teşhis ve tedavi gerektirdiği senaryoda önemli ayırt edici sorulardan biri, kaygının bireylerin yaşamlarına devam etmelerini nasıl etkilediğidir. Kişinin iş, eğitim ya da özel hayatında aksaklığa sebep verecek kadar kaygılı hissettiği noktada uzman desteği alması önemlidir.
Kişide var olan bağımlılık ve kaygı bozukluklarının tespiti ve tedavisi nasıl olmalı? Kişiler nasıl bir yol izlemeli? Kişide ne gibi belirtiler olabilir?
Nasıl ki burun akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük gibi bazı belirtiler aklımıza gribi getiriyorsa tabii ki bağımlılık ve kaygı bozukluklarının tespitini yapabilmek için bazı semptomların görülmesini bekleriz. Bu iki hastalığı sahada ayırt edebilmek için ölçme araçlarından yararlanır ve kişileri, gözlem ve görüşme tekniklerini kullanarak onları anlamaya çalışırız. İnsanların kendilerinde izlediği fiziksel, psikolojik ve davranışsal belirtilerin varlığı hayatın akışını bozduğunda, bağımlılık ve kaygı bozukluğu için de bize sinyal verir.
Kaygı seviyemiz, kaygının günlük hayatımızı nasıl etkilediği, kaygı üzerindeki kontrolümüz, kaygının bir olaya ya da konuya bağlı olup olmadığı gibi sorular kaygıyı anlamamızda bize yardım eder. Çeşitli fiziksel, psikolojik ve davranışsal etkiler de kaygının beraberinde gelecektir. Fiziksel belirtiler; terleme, kalp çarpıntısı, titreme, kas gerginliği, sıcak basmaları, midede hazımsızlık hisleri ile kendini gösterirken; psikolojik belirtiler; huzursuzluk, gerginlik, boğuluyormuş hissi yaşamak, kötü şeylerin olacağı düşüncesine kapılmakla ortaya çıkar. Davranışsal belirtiler ise kaçınma davranışı, hareketsizlik, hızlı nefes alıp verme ve konuşma bozukluğu olarak çeşitlenebilir.
Bağımlılıkta yine her bağımlılık türü için benzer semptomları ararız fakat anlaşılır olması adına alkol bağımlılığından örneklerle açıklayalım. Kişide alkol bağımlılığı varsa yoksunluk belirtileri dediğimiz bazı durumları yaşar. Alkol bağımlılığı olan bir kişi alkol kullanmadığında gerginlik, huzursuzluk, titreme, kas zayıflığı, mide bulantıları ve baş ağrısı gibi belirtileri yaşar. Bağımlılıkta beyin tolerans geliştirir ki bu da kullanılan alkol miktarının git gide artırılması ihtiyacı demektir. Kişinin fiziksel, psikolojik ya da sosyal yönden zarar görmesine rağmen bırakamıyor olması, karşı koyamadığı şekilde alkol kullanma isteğinin olması bir diğer belirtidir. Bir insanın aile, iş ve ekonomisinin zarar görmesi ve alkolü bırakma girişimleri olmasına rağmen bırakamamış olması, zamanının büyük ölçüde alkol kullanarak geçiriyor olması da bağımlılığın belirtilerindendir. Tüm bu işaretler de aslında kaygı bozukluklarında olduğu gibi kişinin yaşamının düzeninin bozulması demektir yani kişinin işlevselliği kaybolmuştur.
İnsanlar, kaygı bozukluğu ve bağımlılığın yaşam kalitelerini düşürdüğü durumda uzman desteğine başvurabilirler. Tüm bu belirtileri anlayıp önceden de bahsettiğimiz gibi çeşitli ölçme araçları, gözlem ve görüşme tekniklerini kullanarak kişilerin ihtiyacı doğrultusunda kişiye özel tedavi planları geliştirilir. Kişilerin ihtiyacına göre farmakolojik, yani ilaçlarla tedavinin yanı sıra bireysel görüşme sağlanabilir ya da bazen ikisinin bir arada yürütülmesi planlanabilir. Araştırmalara göre Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) tekniklerinin terapide etkinliği ispatlanmıştır. Tedavide kişilerin duygu ve düşüncelerinin farkına varmaları ve yeniden yapılandırmaları amaçlanır ya da düşüncelerine karşı kanıt bulmaları istenerek zihne ilk üşüşen düşüncelerin yerini yeni düşüncelerin alması amaçlanır. Diğer taraftan aşamalı maruz bırakma tedavilerinin kaygı bozuklukları tedavisinde başarılı bir şekilde kullanıldığı görülmüştür. Burada da amaç, kişinin küçük adımlarla kaygılarıyla baş etmeyi öğrenmesidir. Kaygı bozukluğu için kişilere nefes ve gevşeme egzersizleri öğretilebilir. Bu egzersizlerin belli durumlardan kaynaklanan kaygı söz konusu olduğunda insanlara yardım ettiği görülmüştür.
Kaygı bozukluğu kişiyi gün içerisinde nasıl etkiler? Kişi ne gibi sorunlarla karşılaşabilir?
İnsanların hayatlarında farklı konularda kaygılı hissetmesi, yaşamlarına devam edebilmeleri için gereklidir. Kaygının baş edilebilir düzeyde yaşanıyor olmasının performansımızı artırdığı bilinir. Örneğin; bir sınavımız varsa belli miktar kaygı o sınavda elimizden geleni yapmak için bizleri harekete geçirme işlevi görür. Kaygının kontrol edilemeyecek kadar artmış olması ise performansı düşürebilir ve örnekte olduğu gibi bir sınavımız varsa sınavda odağın sadece kaygılarımıza ayrılması demektir. Bu durumda sınavda başarısız olunması da kaçınılmazdır.
Kaygının hayatımızın her alanında bizimle olduğundan bahsetmiştik. Kaygı bozukluğunun da kişinin şartlarına göre değişen miktarlarda hayatında olduğunu söyleyebiliriz. Önemli olan kaygılarımızla nasıl baş ettiğimizdir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi belli oranda kaygı, tetikte oluşu; tetikte oluş, dikkati artırır. Bu durumda belli miktar kaygının bize yardım ettiğini de söyleyebiliriz. Kaygı bozukluğu kaygılarımızla baş edemediğimiz durumda devreye girer. Performansı olan bir tiyatro sanatçısı sosyal kaygı hissederse repliğini unutabilir, bir doktor kaygısı ile baş edemezse elleri titreyebilir ve kontrolünü kaybedebilir. Agorafobisi olan biri asansörle bir yere gidemeyeceği için vakit kaybedebilir. Yükseklik ile ilgili kaygıları olan biri pencere kenarlarına yaklaşamayabilir.
Kişiler bu belirtileri bazen durumlara bağlı olarak yaşarken bazen durumlardan bağımsız olarak yaşayabilirler. Kişilerin gösterdiği belirtiler karşısında yaşamın içindeki sorumluluklarını yerine getiremediklerini, eşlik eden psikiyatrik rahatsızlıkların tetiklendiğini, aile ve arkadaş ilişkilerinde zorlandıklarını ve hayatlarının olumsuz anlamda etkilediğini görürüz.
Bağımlılık ve kaygı bozukluğu arasında nasıl bir sebep- sonuç ilişkisi var? Kaygı bozukluğu bağımlılığı tetikleyen bir durum mudur? Bağımlılıkları bir kaygı bozukluğu sonucu olarak ele alabilir miyiz?
Yeryüzünde nadiren sebep sonuç ilişkisine rastlarız. Örneğin A noktasından B noktasına varılacağına yönelik sebep-sonuç ilişkileri sınırlıdır. A noktasından B noktasına giderken genelde farklı değişkenlerin de B noktasına varmakta etkili olduğu görülür. Bağımlılık ve kaygı bozukluğu ilişkisi incelendiğinde sebep-sonuç ilişkisinden ziyade döngüsel nedensellik olarak tabir ettiğimiz “Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?” sorusu ile benzerlik taşıdığını söyleyebiliriz. Aslında biri diğerine neden olurken aynı sonuç o nedeni de besliyor olabilir. Bu yüzden kaygı, bağımlılığı tetikliyor da olabilir bağımlılık ortaya çıktıktan sonra bağımlılık, kaygıyı besleyen bir hâl de alabilir.
Bağımlılığın temelinde haz merkezinin tetiklenmesi ve bunun sonucunda o davranışın tekrarıyla ilgili bir süreçten bahsederiz. Örneğin; madde bağımlılığı üzerinden örnek verelim. Kişi kendini kaygılı hissetti ve bu duygudan uzaklaşmak için madde kullandı diyelim. Kaygı hissi kişide kalır ve sadece belli oranda halının altına süpürülür. Sonrasında halının altına süpürülen duygu orada kalmaya devam eder ve kaygılı hissettiren durumu çözmediği için madde etkisi geçince o kaygıyı yaşamaya devam eder. Kişi kaygı ile sağlıklı bir şekilde baş etmeyi öğrenmediği için madde kullanımını sürdürür. Bu durum kaygı ve madde bağımlılığı arasındaki bir neden sonuç ilişkisidir. Örnekte kişilerin öğrendiği şey, “Her kaygılı hissettiğimde gidip madde kullanmalıyım.” dır. İnsanlar kaygı ile sağlıklı bir şekilde baş etmeyi öğrenmediği zaman hissettiği herhangi bir kaygı durumuyla ile nasıl baş edebileceğini bilemez. Artık bağımlılık da devreye girdiği için tekrar madde kullanma isteği duyar ve yeniden maddeyi tekrar bulabilecek miyim kaygısı başlamış olur. Bu sefer de kişi kaygıyla nasıl baş edeceğini bilmediği için madde kullanımını bırakmak yerine kaygıyı yatıştırmak için maddeyi yeniden bulmak ve maddeye yeniden ulaşmak yönünde eylemde bulunmaya devam eder.
Ek olarak araştırmalar da bize anksiyetenin yüksek olarak görüldüğü durumlarda bağımlılığın görülme ihtimalinin, bağımlılığın şiddetinin ve eşlik eden ruhsal sorunların da şiddetinin arttığını gösterir niteliktedir. Yani anksiyetenin çözümlenmesi bağımlılık tedavisi için önemli olmaktadır.
Bir diğer yandan madde ya da alkol bağımlılığına bağlı birtakım kaygı bozuklukları da yaşanabiliyor. Önce bağımlılık üzerinde mi tedavi görülmeli? Bağımlılıklar sonucu oluşan kaygı bozukluklarını nasıl tespit etmeliyiz?
Evet, tabii ki alkol ve madde bağımlılığına bağlı olarak gelişen kaygıdan söz edebiliriz. Burada daha önce bahsettiğimiz kişiye özel tedavi planı kavramına yeniden vurgu yapmak isterim. Hangi tedaviyi ilk sıraya koyacağımız konusu aslında kişinin ihtiyaçlarına ve öyküsüne bağlı olmaktadır. Kişinin bağımlılıklarından ya da kaygı bozukluklarından hangisi kişiyi daha çok rahatsız ediyor? Yaşamında bazı durumlar var ve bu durumlarla baş edebilmek için mi alkol ve madde kullanıyor? Ya da alkol ve madde bağımlılığına ve bağımlılığı sürdürmeye bağlı olarak mı yaşadığı kaygılarla baş edemiyor? Bu durumları tespit etmek ve kişinin şikayetlerini, “Ben bundan daha çok rahatsızlık duyuyorum.” dediği konuyu dikkate almak, kendisi ile ilgili geri bildirimlerini öğrenmek önemlidir.
Bağımlılık sonucu oluşan kaygı bozukluğunda kişinin, madde ve alkol kullanmadan önce kaygı şikâyetlerinin olmadığından emin olmak gerekir. Kişilerin alkol ve madde kullanımı başladıktan sonraki kaygıları ele alınır, maddenin ve alkolün yoksunluk belirtileri sırasında kaygı bozukluğunun yaşanabildiğini, diğer kaygı bozukluklarında olduğu gibi işlevselliğin bozulduğunu görürüz. Kişiye sadece alkol-madde alındığında rahatlayacağı düşüncesi gelebilir. Bu düşüncelerin uzun vadede işe yaramadığını hatta alkol- madde kullanımının kaygıları azaltmak yerine artırdığı söylenebilir.
İnternet ve alışveriş bağımlılığı son yılların önemli sorunlarından. İnternette fazla zaman geçirmek ve buna bağlı olarak aşırı tüketimde bulunmak kaygı bozukluğunu tetikler mi?
İnternette fazla zaman geçirdikçe aslında internet üzerinden alışveriş sitelerine maruz kalma ihtimalimiz de artıyor. Maruz kalmak ve anlık fiyat takibi yapabilmenin kolaylığı bizi daha fazla tüketime itiyor olabilir. İnternet ve alışveriş bağımlılığının son yılların gündemi olmasının yanında kişilerin ekonomi ile ilgili kaygılandığını görürüz. Kişiler satın almak istedikleri bir kıyafet, eşya ya da gereçleri satın almak için “Şimdi almazsam sonradan fiyatı artar mı?” gibi fırsatı kaçırma kaygısı güderek istifçilik dediğimiz ihtiyacı olmasa da almak ve biriktirmek motivasyonu güder. Bu durum da yinelenen alışveriş örüntüleriyle karşılaşmamıza neden olur. Alışveriş bağımlılığının beynimizdeki haz merkezini etkilemesi, alışverişin tekrarlanmasına neden olur. Tabii ki bu hazzın kısa ömürlü olduğunu unutmamak gerekir.
Araştırmalar, kaygının alışverişi artırdığını gösteriyor. Diğer yandan alışverişin de kaygıyı artırması kaçınılmazdır; çünkü yakın çevre ve bütçe yönetimi açısından yeniden kaygılı hissetmek için sebepler ortaya çıkar. Alışveriş bağımlılık haline geldiğinde kaynaklarımızın kontrolsüz kullanımının çevremiz için de sorun olduğunu görürüz. Bütçe yönetiminde zorlanma ve buna bağlı zaruri ihtiyaçları karşılayamamaktan dolayı yeniden kaygılı hissederiz ve kaygıyla daha önce de etkin baş etme yöntemleri geliştirmemiş olduğumuz için yeniden zorlanırız. Bu durumda kaygı için doğru baş etme teknikleri geliştirmek önemlidir.
İnternet bağımlılığı ve sosyal kaygı arasında nasıl bir ilişki var?
Son zamanlarda ergenlik döneminde daha belirgin bir şekilde görülmekle birlikte sosyal kaygı ve internet bağımlılığı arasındaki ilişkiyi gözlemliyoruz. Sosyal kaygıdan kısaca bahsetmiştik; topluluk önünde konuşmaktan, yeni biriyle tanışmaktan, topluluk içinde insanlarla birlikte yapılan aktivitelerden kaygı duyulmasıydı. Burada kişiler başka insanlar tarafından yargılanacakları veya yanlış bir şey yapacaklarının kaygısını çok fazla yaşarlar, bu durum da hayatın olağan akışında ve insan ilişkilerinde problem oluşturur.
Sosyal kaygısı olan kişiler için internet ve sosyal medya iki açıdan risk oluşturabilir. İlki, kişiler sosyal aktivitelerde bulunmakta zaten zorlandıkları için interneti oyun oynamak, video izlemek ve zaman geçirmek için bir araç olarak kullanabilirler. İkincisi ise, sosyal medyada birebir temasın olmaması ve aslında böylelikle yargılanma kaygısını da azalttığı düşüncesiyle internet bağımlılığının önüne geçilmesi konusunda zorluk yaşayabilirler. Yani; gerçek alemde olmaktan duyulan kaygının internet aleminde var olmaya yöneltmesiyle bir yerine iki problemle karşı karşıya kalırız.
Hepimiz insan ilişkilerine değer veririz. Diğerleriyle birlikte olmak “varım” demektir. Çünkü var oluşumuzun yansıması diğerlerine sirayet eder. Bir ortamda kendimizi ifade etmek de yeni insanlarla tanışmak da başkalarıyla birlikte yemek yemek de birine soru sormak da varım demektir. Kişinin diğer insanlarla birlikte var oluşuyla ilgili kaygılarıyla etkin baş etme yöntemi geliştiremeden interneti problemli olarak kullanıyor olması demek hayatın olağan akışının iki kere bozulması demektir. Burada en sağlıklı tercih, kişilerin psikolojik destek alarak sosyal kaygı ile etkin baş etme yöntemleri geliştirilmesi ve internetin kontrollü bir şekilde kullanılması için çalışmaktır.
PSİKOLOG ESRA ÇEVİK KİMDİR?
2019 yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden yüksek onur öğrencisi olarak mezun oldu. Lisans eğitimi boyunca çeşitli alanlarda stajlarını tamamladı ve bilimsel çalışmalarını sözel bildiri olarak ulusal kongrelerde sunma fırsatı buldu. 2019 yılından bu yana T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda gönüllü olarak gençlik projelerinde varlığını sürdürmektedir. 2020 yılında özel bir kurs merkezinde bireysel danışmanlık ve ergen danışmanlığı üzerine çalışma yaşamına başladı. Bilimsel çalışmalarına devam etti ve ebeveynlik tutumları, oyun bağımlılığı üzerine akademik çalışmasını yayımladı. 2021 yılından itibaren Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM)’da alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı, internet bağımlılığı, kumar bağımlılığı, tütün bağımlılığı üzerine çalışmalarını yürütmekte ve YEDAM İnternet Bağımlılığı Çalışma Grubu çalışmalarına yön vermektedir.